Kadınların sakalı yok çünkü erkeklerde sakal çıkmasını sağlayan çene kıl köklerinin uyarılma süreci, testosteron tarafından üretilen farklı bir hormon olan dihidrotestosteron kısaca DHT tarafından gerçekleştiriliyor. Yani biyolojik olarak kadınlarda erkeklerde olduğu gibi sert yüz kılları çıkması mümkün değildir.
Sakalların nadir olduğu (veya şu anda modası geçmiş) kültürlerde sakallar, kötü hijyen veya alışılmadık davranışlarla ilişkilendirilebilir. Soğuk iklime sahip ülkelerde sakal, kullanıcının yüzünün hava şartlarından korunmasına yardımcı olur. Sakal aynı zamanda güneşten korunma da sağlar.
Arkeologlara göre erkekler tarih öncesi devirlerde de tıraş oluyorlardı. Mağara duvarlarındaki bu devirlerden kalma resimler sakal tıraşı için kabukların, köpekbalığı dişlerinin, en çok da keskinleştirilmiş çakmaktaşlarının kullanıldığını göstermektedir.
Günümüzde keşfedilen bazı ilkel kabilelerde çakmaktaşının bu amaçla kullanıldığı gerçekten de görülmektedir. Mısır'da açılan mezarlarda eski Mısırlıların MÖ 4. yüzyılda sakal kesmek için kullandıkları altın ve bakır aletler bulunmuştur.
Tarih öncesi erkeğinin sakal tıraşı olma nedeni, kesilmezse 150 cm’ye kadar uzayabilecek olan sakalın hareket kabiliyetini hayli kısıtlamasıdır. Ancak sinekkaydı tıraş olma ihtiyacının nedeni bilinmemektedir. Erkekler günümüzde olduğu gibi geçmiş zamanlarda da din, toplumsal konum ve moda gibi nedenlerle tıraş oluyorlardı. Örneğin, Roma'da sadece özgür insanlar tıraş olabilirdi.
Semavî dinlerde ise Hz. Adem (a.s) ve Hz. Havva (a.s)’nın dünyaya gönderildikten sonra tuvalet adabının ne olduğunu bilmedikleri için dışkılarını vücutlarına sürdükleri ve bu nedenden dolayıdır ki insanoğlunun kıllandığı rivayeti ortaya çıkmıştır. Yine semavî dinlere göre ilk tıraşı Hz. Şît (a.s)’ın olduğu kutsal metinlerde geçmektedir.
Kaynaklar
- W. S. Maugham. The Razor’s Edge. ISBN: 9781400034208. Yayınevi: Vintage International.