Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
1

İlaçlar vücudumuzda gidecekleri yeri yani tedavi edecekleri yeri nasıl buluyorlar?

Örneğin baş ağrısı ve diş ağrısı için kullanılan ağrı kesiciler aynı ama o an başımın veya Dişimin ağrıdığını nasıl ayırt edebiliyor?
160 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Taylan Dursun
Taylan Dursun
40K UP
lise öğrencisiyim bir bilimseverim

Vücudumuzda meydana gelen böyle bir durumda hücre “Araşidonik Asit” denilen bir kimyasal salgılar. Böylelikle bu durumdan bizi haberdar edecek bir tepkime basamağını başlatır. Araşidonik asit hücrede bulunan siklooksijenza (COX) adı verilen enzimlere bağlanarak prostaglandin oluşmasını sağlar. Böylece ağrı reseptörleri durumdan haberdar olur. İlgili reseptörler aldığı bu bilgiyi çok hızlı bir şekilde beyne gönderir. Bu tepkimeler ve etkileşimler zinciri sonucunda biz ağrıdan haberdar oluruz.

Bazen beynimiz ağrı problemini bizden bağımsız çözer. Örneğin, çok uzun süre kolumuzun üzerine yattığımızda ağrıyan bölge yine bu yolla beynimizi uyarır ve beynimiz bize uyarı göndererek pozisyonumuzu değiştirmemizi sağlar ve oluşan ağrı problemini pratik bir biçimde çözmüş olur. Ancak çoğu zaman beynimiz ağrıyı bu kadar kolay çözemez ve bizden yardım ister. Bizi harekete geçirmek için ağrı silahını kullanır. Bu çok hoşumuza gitmez ancak beynimizin bize sorunu çözmemiz için kullandığı en etkili silahtır. Bu noktada geliştirilen analjezikler olarak adlandırılan ağrı kesiciler devreye girer.

Aslında ağrı kesicilerin tarihi oldukça eski. Sümer, Antik Yunan ve Mısır’da, ağrıyı dindirmek için mersin ağaçı yaprakları kullanılıyordu. Bu ağacın yapraklarında da salisilik asit bulunduğu ispatlanmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Modern tıbbın babası olan Hipokrat söğüt kabuğu çiğnediğimizde ağrının hafiflediğini belirtmiştir. 18 yy’da Edward Stone’un söğüt ağacının kabuğundan elde ettiği toz ağrı, ateş ve iltihap durumlarında ilaç olarak kullanılmıştır.

Modern anlamda ilk ağrı kesici ilaç 1897 yılında Kimyager Felix Hoffman’ın saf halde asetilsalisilik asit(ASA) molekülünü sentezlenmesiyle piyasaya sürülmüştür. Bu ilacın adı aspirindir. Aspirin hafif analjezikler grubundandır. Aspirin’in hammaddesi söğüt ağacı kabuğudur ve hemen hemen dünyanın birçok yerinde üretilebilmektedir. Bu nedenle hammadde sıkıntısı bulunmamaktadır.

Peki ağrı kesiciler ağrıyı nasıl keser?

Aspirin türü basit ağrı kesiciler doğrudan ağrıyan bölge ile temas edip ‘prostaglandin‘ adlı kimyasal maddenin üretimini sınırlandırırlar. Bu nedenle sinir uçları da artık beyne ağrı uyarısı göndermediklerinden, yara ve hasar orada dururken ağrı ya tamamen kaybolur ya da iyice azalır.

Tüm Reklamları Kapat

Hatırlayacak olursak ağrı durumunda hücre araşidonik asit salgılar ve bu siklooksijenaz enzimleri ile bağlanarak prostaglandin oluşumunu sağlar. Siklooksijenaz enzimlerinin aktif bölgeleri araşidonik asit ile anahtar kilit modelinde olduğu gibi oldukça uyumludur. Ağrı kesiciler bu noktada devreye girerek ilgili enzimin aktif bölgesine yerleşirler ve araşidonik asidin bu bölgeye bağlanmasını engellerler. Böylelikle araşidonik asit enzim bölgesine bağlanamadığı için reaksiyon oluşamaz ve ağrı sinyalinin beyne iletilmesi engellenmiş olur.

Hafif analjezikler, ilk olarak söğüt kabuğundan türetiliyordu ve tıpta, yine ağrı kesici özelliği olan Kinin‘in alternatifi olarak, 1763’de kullanılmaya başlandı. Kinin, bilindiği üzere, Kenakma adıyla bilinen bir ağaç grubunun kabuğundan elde edilir. Kinin gibi kokması, daha bol ve daha ucuz olması söğüt kabuğunun kullanılmasına yol açmıştır.

Bu kabuğun, analjezik gücü, salisilat alkol üretiminde kullanılan Salisin adlı maddeye dayanmaktadır. 1874’de salisilat alkol, çok kullanılan bir ağrı kesici ilaç şeklini aldı ve 1899’da tesadüfen salisilat alkolden türetilen ve mükemmel ağrı kesen spesifik aspirin bileşikleri bulundu. Bu keşiften sonra tesadüfi keşifler ve ilaç sanayiinde yürütülen yoğun araştırmalar sonucunda birçok ağrı kesici ilaç varyasyonları geliştirildi.

Kuvvetli ağrı kesiciler, haşhaş bitkisinde bulunan afyondan türetilir. İlk türetilen narkotik analjezik, 1803’de formülü bulunan morfindir. O tarihten beri çok sayıda sentetik (doğa yerine laboratuvarda kimyasal reaksiyonla üretilir) ve benzer preparasyon kullanıldı ve etkili yarı sentetik uyuşturucular geliştirildi.

Aşırı dozda narkotik analjezik almanın bir tehlikesi de beyin solunum merkezinin ciddi depresyonu olup bu durum, aynı etkiyi sağlamak için gittikçe daha fazla miktar gerekmesi ile kendini belli eder. Bu tolerans’a fizyolojik fiziksel bağımlılık eşlik eder. Kuvvetli narkotik ilaç alışkanlığından kurtulmak için bazı daha zayıf uyuşturuculardan faydalanılır. Bununla ilgili tanınmış bir örnek, eroin alışkanlığı tedavisinde bu metodun kullanılmasıdır.

İlacın kana karışarak vücudun her yanına dağılması, bu arada istenmeyen bölgelere de ulaşmış olması, uygulamada bir olumsuzluk olarak da ortaya çıkar. Eğer ilaçlar vücutta yalnızca etki etmeleri gereken noktalara gidebilselerdi, etkilerini daha düşük dozda verilerek gösterebilirlerdi; bunun sonucunda da prospektüslerinde yer alan ilacın yan etkilerine ilişkin liste de oldukça kısalacaktı.

Sonuç olarak; ağrı kesiciler ağrıyan noktayı tespit edip doğrudan üstüne gitmeseler de nerede ağrı sinyali gönderen kimyasallara rastlarlarsa hemen reaksiyona girip işlevlerini durdururlar ve beynin ağrı sinyallerini almasına engel olurlar. Burada vurgulamak istediğimiz en önemli nokta şudur; ağrı kesiciler ağrıya neden olan faktörü ortadan kaldırmazlar. Görüldüğü üzere ağrı durumunu beynimizin algılamasını geçici süreliğine önlerler ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlarlar. Bu nedenle ağrıyı oluşturan durumun tedavi edilmesi ve ortadan kaldırılması önemlidir.

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close