Vücuda yabancı madde girişi metabolizmamız tarafından pek zaman hoş karşılanan şeyler değildir. Ama ilaçların böyle hoş karşılanmamasına ek olarak gün içerisinde vücudumuza giren sayısız mikroorganizma (ki bunun içerisinde hastalık yapıcı olanlar çoğunlukta) daha da yabancı karşılanıyor ve immün sistemimiz tarafından bayağı hor görülüyor.
Yani basit olması açısından antibiyotik örneğini vereceğim, immün sistemimizin yeteri kadar güçlü olmadığı zamanlarda mikroorganizmalarla savaşa ek destek olarak hastalarımıza antibiyotik desteği veriyoruz. Bu da bizim daha hızlı iyileşmemize ve yeniden hayati fonksiyonlarımızın normale dönmesine fayda sağlıyor. Tabi ilaçların faturası böbrek, karaciğer gibi organlarımıza kesiliyor. Çok ender durumlar olmadıkça ağrı kesici/antibiyotik gibi basit ilaçlar komplike durumlar doğurmuyor.
Şunu da belirtmek isterim ki antibiyotiğin kısa vadede performansının iyi olması ve yan etkisinin aşırı zarar verici sonuçları olmamasıyla birlikte sanıldığı kadar basit de bir ilaç değildir. Antibiyotikler 1900’lü yılların başlarında ilk keşfedildiklerinde aşırı aktif ve yararlı ilaçlardı fakat evrim her yerde. Antibiyotiklerin kullanımlarının artmasıyla ve yanlış kullanımlarıyla hasta vücudunda tam olarak bitmeyen bakteri popülasyonunu, antibiyotiğe direnen ve en güçlü bakteriler hayatta kaldı. O bakteriler üredikçe aynı türün artık daha da dirençli bakterileri hayatta kaldı ve artık antibiyotiklerin eskisi kadar etkin olmadığı biliniyor. Bu yüzden sürekli farklı tür mikroorganizmalara yönelik yeni antibiyotikler üretilmeye çalışılıyor. Bir hekim olarak antibiyotikler için söylüyorum, doktorunuzun size verdiği dozu bitirmeden şikayetleriniz geçse bile kullanmaya devam edin. Bu inatçı bakterilerin de daha az sayıda kalmasını sağlıyor. Uzmanlar bu bilinçsiz kullanımın artmasıyla antibiyotiklerin devrinin kapanmasının yakın olduğunu da söylüyor.
Tekrar evrime dönmek gerekirse insanlar eski çağlarda bir diş enfeksiyonundan insanlar ölebiliyordu. İlaçlar bazen de kâr/zarar oranına göre kullanılabiliyor. Örn: antikoagulanlar(aspirin), kalp hastalarında çoğu zaman kullanılması gerekiyor ama hastanın yara iyileştirmesini geciktiriyor. Kan pıhtılaşmıyor diye bu ilaca zararlı diyemeyiz.
Dolayısıyla gerektiği zamanlarda ve doğru şekilde ilaç kullanımında bir sakınca yoktur.
Gereksiz yere ilaç kullanmayın, reçete edilen ilaçları da ihmal etmeyin.
Bilimle kalın, sevgiler.
Kaynaklar
- İ. Yıldız, et al. Günümüzde Sefalospirinler Ve Antibiyotik Direnci. Alındığı Tarih: 21 Şubat 2023. Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı