Hayata anlam katan şeyler sosyal çevremiz, ailemiz, uğraş alanlarımız ve işimizdir. İnançlar, yaşarken hiç bir zaman yaşam amacı olarak görülmemelidir. Şöyle ki, eğer biz yaşadığımız hayattan mutluysak ve çevremizdeki insanlarla beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşıyor ve yaptığımız işten keyif alıyorsak; yaşama amacımızı inancımız ile ilişkilendirmemeliyiz.
Umutsuzluk her zaman insanoğlunun baş belası olmuştur. Bu umutsuzluktan kurtulmak kişiden kişiye farklılık gösterse de, çare bizleriz. Kendi mutluluğumuzu kendimiz yaratmalı ve böylece hiçbir varlığa inanmadığımız dünya da kendi yaşam amacımıza odaklanmalıyız.