"Her şeyi yapabilme" ifadeleri "yapılabilecek her ne varsa onu" şeklinde anlaşılmadığı takdirde içinde pek çok paradoks barındırır. Tıpkı "her şeyi bilme" ifadeleri gibi. Söz gelimi Tanrı varoluşu gereği ölümsüzdür. Daha açık bir ifadeyle yok olma potansiyeli taşımamaktadır. Eğer Tanrı "her şeyi" yapabiliyorsa intihar da edebilecektir (!). Gel gelelim intihar etmesi mümkünse yok olma potansiyeli de var demektir ki, böyle bir potansiyel varsa ona Tanrı denilemez. Bu paradokstan "kusursuz Tanrı" düşüncesini koruyarak çıkılabilmesinin tek yolu "her şey" ile neyin kastedildiğini açmaktır. Bir fiilin gerçekleştirilemediği durumlarda özneye kusur yüklenebilmesi için o fiilin "gerçekleştirilebilir" olması gerekir. Şüphesiz özneye göre "gerçekleştirilebilir" fiillerin kapsamı değişebilir. Söz konusu olan Tanrı olduğunda bu fiillerin kapsamı alabildiğine geniş olmalıdır. Zira genellikle "gerçekleştirilemez" fiiller öznenin imkan ve kabiliyetinin yetersizliğinden ileri gelir. Ancak dış dünyada gerçekleşmesi "dil ve mantık kuralları çerçevesinde" imkansız olan fiillerin Tanrı tarafından dahi olsa "gerçekleştirilebilirliği" söz konusu değildir. Çünkü bu tip fiillerin gerçekleştirilememesi imkan ve kabiliyetin yetersizliğiyle alakalı değildir. Bu tip fiilleri gerçekleştirememek (imkan ve kabiliyet yeterliliği/yetersizliği ile alakalı -ebilme ekinin kullanılması ne derece doğru, tartışılır) bir kusur sayılamayacağı gibi gerçekleştirilmesi olanağı bulunmayan bu tip fiillerin gerçekleştirilmesini beklemek de hatalı olur. Bu tip beklentilere örnek Tanrı'nın köşeli daire yapmasını beklemek gibidir. Nitekim "köşeli daire" kavramının dış dünyada oluşabilmesi "dil ve mantık kuralları çerçevesinde" olanaksızdır. Zira "daire" kelimesi dilsel olarak zaten köşesi olmayan geometrik şekildir. Nitekim Kuran'da "her şeyi yapabilme", her şeye "kadir" olma şeklinde ifade edilir ki, bu esasen Tanrı'nın imkan ve kabiliyetinin yüksek olduğunu söylemektir; dil ve mantık sınırları dışına taşan bir şeyi yapabileceğini değil. Bir başka örnek paradoks içerikli soru "Tanrı yeni bir tanrı yaratabilir mi" sorusudur ki, bu da "köşeli daire" gibi bir başka dil ve mantık hatasından ileri gelir. Zira tanrı kavramı zaten "yaratılmamış" olandır ki, bu soru esasen "Tanrı yeni bir yaratılmamış varlık yaratabilir mi" sorusuyla eş değerdir.