Depresyon tanısı DSM-5 gibi tanı kriterleri kitaplarında semptomları listelenmiş ve belli bir hastalık olarak görülür. Lakin hayvanları düşündüğümüzde bu durumun insan özelinde ne kadar çok subjektif bir semptom listesi olduğu söylenebilir. Yaygın temel semptomlar arasında suçluluk duygusu, ölüm düşünceleri ve zevk kaybı yer alır. Bu semptom listesi insan için geçerli olsa da haycanlar için geçerli olduğunu bilemeyiz. Çünkü hayvanlar bu tür deneyimler yaşasalar bile iletişim kuramazlar.
Hastalığın hayvanlarda ölçülebilen belirli yönleri vardır. Depresyonun temel semptomlarından biri anhedoni, yani zevkli aktivitelere olan ilginin azalması ve kaybolmasıdır. Hayvanların çok sevdiği yiyeceklere olan ilgiyi veya cinsel aktivite motivasyonunu ölçer bunda bir düşüş gözlemleyebilirsek depresyondan söz edebiliriz. Ayrıca gruptaki diğer hayvanlarla sosyal olarak nasıl etkileşime girdiklerini, uyku düzenleri ve gündüz aktivitelerindeki değişikliklerinde meydana gelen değişiklikler akla depresyonu getirebilir.
Hayvan depresyonunu ölçmek için sıklıkla kullanılan bir diğer davranış, stresli bir duruma maruz kaldıklarında kolayca pes edip etmedikleri yani dirençleridir.. Bu durum insanlarda da vardır. Eğer bir insan bir olumsuzluk karşısında dirençli davranıp direnebiliyorsa bu kişide de depresyondan genelde söz edemeyiz.
Hayvan ve insan depresyonundan söz ettik o zaman evrimsel açıdan primatlardan(%98,67 insan:)) söz etmeden geçmemek gerekir.
Davranışsal gözlemlere dayanarak, eğitimli gözlemciler bir maymunun depresif göründüğünü söyleyebilir. Duygusal davranışları insanlara benzer olduğundan, sadece yüz ifadelerine veya bakışlarının yönüne bakarak bir hayvanın üzüntü yaşayıp yaşamadığına dair bir fikir edinebiliriz.
Sorunlardan biri, primatlar ve kemirgenler üzerindeki birçok laboratuvar çalışmasının, doğal ortamlarına kıyasla nispeten yoksul koşullarda yetiştirilen esaret altında tutulan hayvanlar üzerinde yürütülmesidir. Bu depresyon benzeri değişikliklere neden olabilir. Şu anda hayvanların vahşi doğada ve laboratuvar ortamındaki duygusal davranışlarını karşılaştıran çok fazla veri mevcut değil.
Veteriner hekimler davranış bozukluklarını tedavi etmek için köpeklere sıklıkla antidepresanlar verirler. Örneğin, sahibi evden ayrılırsa ve köpekler ayrılmanın getirdiği stresi yaşarsa, kanayana kadar kendilerini kaşımak veya kapıyı yemek gibi anormal davranışlar geliştirebilirler. Bunların psikiyatrik bozuklukların köpek versiyonlarını temsil ettiği düşünülmektedir. İnsanlarda uygulanan tedaviler köpeklerde işe yaramış gibi görünse de geniş çaplı çalışmalar eksiktir.
Özetle hayvanlar depresyona girer mi?
Bizim kastettiğimiz insanvari bir depresyon ise cevap BUNU SÖYLEYEMEYİZ. Lakin kendi özellerinde depresyon benzeri rahatsızlık geçirdikleri konusunda elde veriler var. Ama araştırılması ve çalışılması gerekiyor. bu noktada evrimsel psikoloji , etiyoloji ve zootekni alanlarında çalışıması gerekiyor. [1]
Kaynaklar
- S. Ingber. Do Animals Get Depressed?. (6 Ekim 2012). Alındığı Tarih: 9 Ocak 2025. Alındığı Yer: Animals | Arşiv Bağlantısı