Tanzimat Dönemi'nde yazı konusunda bir uyanış başlamıştı. Arap harflerinin öğrenilmesi ve kullanılmasının zor olduğu ortaya atılmış ve Osmanlı aydınları arasında yazı konusunda bir tartışma başlamıştı. Topluma yenilikçi bir eğitim sistemi verilmek istenmiş ve böylece Rüştiye Mektepleri gibi modern tarzda eğitim veren okullar açılmıştı. Çağdaş eğitim verildiği vakit Arap harflerini öğretmenin ne kadar zor olduğu anlaşılmıştır.
Aynı zamanda o zamanlar gazeteciliğin gelişmekte olduğu vakitlerdi. Gazete çıkarıp okuyucuya hızlıca haberi ulaştırmak icap ediyordu fakat Arap alfabesi mudil olduğundan dizgi işleri yavaş geçmekte, gazete çıkarmak zorlaşmaktaydı. Artık eğitimcilerin yanında gazeteciler de yazı konusunda kafa yormaya başlamışlardı.
Kırım Savaşı sırasında, 1855 yılında telgraf telleri Avrupa’dan İstanbul’a ulaşmıştı. Ama Arap harfleriyle Türkiye’den yurt dışına Türkçe telgraf çekilemiyor, yurt dışından Türkçe telgraf alınamıyordu. Çünkü telgraf alfabesi, Latin alfabesi temeline dayanıyordu. (Ve bunun gibi bir çok askeri ve diplomatik zorluklara yol açmıştı Arap alfabesi)
1850’lerden yeni Türk harflerinin kabul edildiği 1928 yılına kadar geçen 78 yıl boyunca Osmanlı Dış İşleri teşkilâtı bütün telgraf yazışmalarını Latin harfleriyle yürütmek durumunda kalmıştır.
Basın 1 Aralık 1928, devlet daireleri ise 1 Ocak 1929 yılında hepten Latin alfabesine geçti. 3 Kasım 1928'de ise konu hakkında yasa "Resmî Gazete"de yayınlanıp yürürlüğe girdi. Yasanın içeriği şu şekildedir:
Madde 1- Arap harfleri yerine Lâtin esasından alınan Türk Harfleri Kabul edilmiştir.
Madde 2- Kanunun yayın tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bütün şirket cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların muameleye konulması mecburidir.
Madde 3- Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin uygulanma tarihi 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez. Tahkik evrakı ve fezlekesi ve ilâmlar ve matbu muamelât cetvel defterleri, kayıtları ve senetleri, nüfus evlenme cüzdanları ve kayıtları, askerî kimlik ve cüzdanları 1929 Haziran başından itibaren Türk harfleri ile yazılacaktır.
Madde 4- Eski harflerle yapılan halk başvurularının kabulü 1929 Haziran’ının birinci gününe kadar yapılabilir. 1928 Aralık başından itibaren Türkçe her türlü özel veya resmî levha, tabela, ilâm ve sinema yazıları ile kezalik Türkçe özel veya resmi her türlü gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.
Madde 5- 1929 Ocak başından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.
Madde 6- Resmî ve özel bütün tutanaklarda, 1930 Haziran başına kadar, eski Arap harfleri stenografi gibi kullanılabilir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanun talimatname, defter, cetvel kayıt sicil gibi matbualar 1930 Haziran başına kadar kullanılabilir.
Madde 7- Para ve hisse senetleri ve bonolar ve çekler ve tahviller ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukukî mahiyeti haiz bütün eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe geçerlidirler.
Madde 8- Bütün bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelelerine uygulanması 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez… Bunlar ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış matbuaları 1930 Haziran başına kadar kullanılabilirler.
Madde 9- Bütün mekteplerin öğretiminde Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle basılmış kitaplarla öğretim yapılması yasaktır.
Böylece Türk Harf Devrimi tamamlanmış oldu.
Yeni Türk alfabesinin geniş kitlelere yayılması amacıyla 1 Ocak 1929 günü Millet Mektepleri açıldı ve bir eğitim seferberliği başladı.
5 yılda (1929 başı - 1933), Latin alfabesinin öğrenim kolaylığı sayesinde 3 milyon kişiye okuma-yazma öğretildi.
Harf Devrimi öncesi 1 milyon 100 bin olan okuryazar sayısı, Harf Devrimi'nden sonra 3'e katlandı.[1]
Konuyu daha derin öğrenmek istersen, kaynağı inceleyebilirsin.
Kaynaklar
- B. N. ŞİMŞİR. Harf Devrimi - Atatürk Ansiklopedisi. (10 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 21 Eylül 2022. Alındığı Yer: Atatürk Ansiklopedisi | Arşiv Bağlantısı