Göz retinasındaki hücreler, ışığı elektrik sinyaline çevirebilmek için bir dizi kompleks mekanizmaya sahiptir. Bu mekanizmaların tamamı, retina hücrelerinin optik sinir yolu boyunca beyne bilgi aktarmasını sağlar.
Retina hücreleri; fotoreseptörler, yatay hücreler, bipolat hücreler, amakrin hücreler ve gangliyon hücrelerinden oluşur. Işık, retina hücrelerinde fotoreseptör hücreleri tarafından alınır. Fotoreseptör hücreleri, özellikle çubuklar ve koniler olarak adlandırılan iki türden oluşur. Çubuklar, düşük ışık seviyelerinde çalışırken, koniler yüksek ışık seviyelerinde çalışır. Fotoreseptörlerdeki pigmentler, ışığa maruz kaldığında bir dizi kimyasal reaksiyona neden olur. Bu reaksiyonlar sonucu, fotoreseptör hücreleri polarize olur ve bir aksiyon potansiyeli oluşturulur.
Polarize olan fotoreseptör hücreleri, ışığın yoğunluğuna bağlı olarak değişen miktarda nörotransmitterleri serbest bırakır. Bu nörotransmitterler, sinaptik boşluğa salınır ve bir sonraki hücreye (bipolar hücre) iletilebilir. Bipolar hücreler, nörotransmitterleri alır ve kendileri de bir aksiyon potansiyeli oluşturarak sinyali amakrin hücrelerine aktarırlar. Amakrin hücreleri, sinaptik bağlantılar yoluyla gangliyon hücrelerine sinyalleri iletirler. Gangliyon hücreleri, optik sinir boyunca beyne giden sinyali oluşturur.[1]
Bu süreç, göz retinasındaki hücreler arasındaki karmaşık etkileşimlerden kaynaklanır. Retinadaki her hücrenin işlevi, farklı şekillerde kodlanmış olan görsel bilgiyi beyne iletmektir. Bu işlev, özellikle fotoreseptörler ve bipolar hücreler arasındaki sinaptik bağlantılar gibi kritik noktalarda, moleküler düzeyde meydana gelen çeşitli biyokimyasal ve elektriksel etkileşimlerden kaynaklanır.
Kaynaklar
- Richard H Masland. The Neuronal Organization Of The Retina. Alındığı Tarih: 1 Mayıs 2023. Alındığı Yer: Neuron - Cell Press doi: 10.1016/j.neuron.2012.10.002. | Arşiv Bağlantısı