Ben sorunuza doğrudan bir cevap vermeyeceğim ama zihninizde konuya dair biraz da olsa bir açılım yapabileceğime inanıyorum.
Evrende herşey ritmik ve dalgasal hareketler ile gerçekleşir. Evrende temel durum budur. Hal böyle olunca dalga yapısı ve frekanslar önemi hale gelir. Konuyu ve söylediklerimi metafizik olarak algımayın. Evren metafizikten (fiziksel olmayandan) doğduysa fizik metafizik diye bir ayrım evren için olmayacak ve bizim metafizik dediğimiz seyler de fiziğe bağlanmak zorunda olacak yani fizik zaten metafiziğin (fiziksel olmayanın) eseri olarak metafizik kökeni taşıyacağı için fizikte aslında sonuç olarak metafizikle açıklanabilecek ve bu anlamda fizik metafizik arasında açıklama bakımından bir sınır kalmayacaktır. ancak şuanda konumuz bu değil.
Unutmamak gerekir ki evrende herşeyin bir makro (bizim için deneyimsel) bir de mikro düzeyde tanımı ve açıklaması vardır. Evreni ve temel süreçleri anlamak için bizim her zaman düşünmemiz ve odaklanmamız gereken kısım mikro seviyede olan bitenler olmalı. Çünkü deneyimsel tanımlamalarımız işin oldukça yüzeysel kısmıdır.
Neden evrende en temel hareketler ritmik gerçekleşmek zorunda çünkü evrende tüm etkileşimler mikro seviyede kuantum fiziği ile gerçekleşir ve kuantum fiziği dalgasal ve alansal yapıların etkileştiği fiziktir. Bu nedenle iki maddenin etkileşimi bu dalgasal hareketlerle ve etkileşimlerle olmak (kurulmak)zorunda. Örneğin siz bir nesneye dokunduğunuz da elinizdeki atomlar ve nesnedeki atomların temel etkileşimi buna tabidir.
Sizin sorunuz için önemli bir örnek var müziğin gücü. Dinlediğimiz müzikler ses dalgalarından oluşur. Dolayısıyla söz konusu müzik olunca frekanslar ve dalganın yapısı (dalga boyu ve şiddeti/hızı) önemli ve belirleyicidir. Müziğin (veya daha genel olarak seslerin) beynimizdeki etkileri ile beynimize neler yapabildiği, bizi strese sokabildiği veya beynimizi 'gıdıklayıp' (ASMR namı diğer beyin orgazmı) bizi rahatlatabildiği bilinmekte en önemlisi ise bizler tarafından bizzat deneyimlenebilmektedir. Beynimiz bir organdır tıpkı diğer tüm vücut organlarımız gibi. Tabi düşünceler üreten ve vücudumuzun ana kumandası sayılan bir organ. Beynimizin seslerdeki dalga ve frekanslardan etkilenme biçimi ilginçtir. Buna dair detay bir açıklama başka bir soruda yapmıştım bağlantısını ekliyorum. Buna da bir göz atmanızı tavsiye ederim. Tabiri caizse orada beynimizin nasıl seslere göre o an 'şekil aldığına' o cevapta değinmeye çalıştım[1]
Bu arada söz konusu beyin olunca plesebo etkisini de es geçmemek gerekir. Beynin düşünsel içerik olarak olumlu veya belli bir konuda inanca dayalı düşünmesinin tedavi edici etkilerini bu açıdan yabana atmamak gerekli. Tabi sorun şu ki biz bilinçli olarak beynimizi büyük oranda kontrol edemiyoruz. Buna dair de açıklayıcı bir diğer bir soruya verdiğim cevabı ekliyorum. Bunu kontrol edebilsek gerçekten bilinç gücümüz ile yapabileceklerimiz ilginç olurdu. Tabiri caiz ise düşündüğümüz herşeyi o an gerçeğe yakın hatta bazen gerçekten bile daha derin ve öte deneyimleyebildiğimiz bir 'Matrix sanal alemine' geçiş yapabilirdik.[2]
Beynimiz, vücudumuz, organlarımız herşey gibi bu evrene dahildir. Evrendeki temel etkileşim süreçleri bu nedenle bunlar için de önemli ve etkili olacaktır. Örneğin özünde titreşime dayalı olan masaj etkilerinin insana iyi/rahatlatıcı gelmesi de bundandır. Bunların tedavi edici gücü ne kadardır bilinmez ama duruma göre olumlu veya olumsuz etkileri olabildiği ortadır.
İnsan vücudu evrende varoluş kökeni olarak esasen (mikro düzeyde)elektromanyetik bir ağ tabanı üzerinde kurulu olarak var olur. Çünkü evrendeki tüm maddeler elektromanyetik etkileşim süreçleri ile etkileşir. Bu anlamda insan vücudunun evrende var olmaya başladığı an ile dağılmaya başladığı (ölüm anından sonra) an arasında evrenin temel işleyişi bakımından bu elektromanyetik ağ tabanında devamlı bir etkileşim ve titreşim halinde olduğu ve bu anlamda yaşamın bir frekansının olduğu ortadır. Biyoloji üzerine daha derinde madde üzerine kurulu bu frekans ve ağ tabanı var olduğu ve işlemeye devam ettiği sürece o şey canlıdır. Bu işleyişe dair vücut elektiriği kesilip de elektromanyetik ağ tabanı dağıldığında ise ölüm olayı gerçekleşir. Şimdi en temelde en derinde düşünün ve kafanızdaki maddesel algıyı bir kenara bırakıp evrenin temel süreçlerine göre düşünün; siz evrende bir frekansla ve bir ağ tabanı üzerinde kurularak var olduğunuz ve evrenle etkileşim bakımından onun temel bir frekansı olarak var olabildiğiniz için zaten varsınız ve var oldunuz. Siz evrene dahil ve onunla zaten uyumlu olan bir bütünsünüz. Metafiziğe geçiş yapmadım. Bir nesneye dokunmak bile dediğim gibi sizin o nesne ile etkileşim kurmanızı gerektiren ve onunla o an bütünlük kurmanızı gerektiren bir süreç. Çünkü evrende etkileşimler ancak o şeyle beyniniz veya sinir sisteminiz arasında arasında bir bütünlük kurulması ile mümkün. Dokunduğunuz anda sinir sisteminiz ile o şey arasında tıpkı yukarıda açıkladığım müzik ile etkileşim gibi benzer bir sekron sürecin evrende mikro düzeyde gerçekleşiyor olması gerekli.
Kaynaklar
- Evrim Ağacı. Neden Kafamın Içinde Çalan Bir Şarkıyla Uyanıyorum? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı. Alındığı Tarih: 4 Mayıs 2023. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
- Evrim Ağacı. Neden Bir Anımızı Hatırlamaya Çalışırken Bir Sahneyi 2-3 Saniyeden Fazla Hatırlayamiyoruz. Yani O Sahne Hemen Kayboluyo Ve Sonra Yeniden Canlaniyo? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı. Alındığı Tarih: 4 Mayıs 2023. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı