Dalga, bir şekil değişiminin uzayda yayılmasıdır. Durgun bir gölde, suya taş attığınızda taş temas suya eder etmez su yüzeyinin şeklini değiştirir. Bu, taşın enerjisinin bir kısmını suya aktarması sebebiyle olur. Bu şekil değişimi taşın sınırlarının hemen yanındaki suyun, durgun haldeki seviyesinden yükselmesi şeklindedir. Taş dibe batar. Peki suyun değişen şekli ne olacaktır? Su, moleküllerden oluşur ve birbirine yakın moleküllerin birbirin çektiğini düşünebilirsiniz. Yükselen suyun olduğu bölgedeki moleküllerin hemen yanındakileri çektiğini düşünürseniz bu, ilk anda yükselen suyun yakınındaki suyun da yükselmesi demektir. Bunun bedeli de ilk aşamada yükselen kısmın yerçekimi etkisi ile alçalması olacaktır. Böylece durgun halden yükselen su zamanla ilerler. Taşın suya ilk değdiği yer merkezli daireler görürsünüz.
Mekanik dalgalarda (su dalgaları, ses dalgaları vb.) şekil değişiminin yayılması, ortamın atomlardan oluşması ve bu atomların birbirini çekmesi nedeniyle olur. Elektromanyetik dalga gibi mekanik olmayan dalgalarda, temel mekanizma aynı olsa da durum biraz farklıdır. Bu dalgaların ortamda yayılması, ortamın atomlarının birbirini çekmesi ile olmaz, çünkü bu dalgalar yayılmak için maddi bir ortama ihtiyaç duymaz. Elektromanyetik dalgalardaki "şekil değişimi", uzayın bir bölgesindeki elektrik ve manyetik alanın değişimidir. Bunlardan birisinin değişimi diğerinin değişimi ile sonuçlanır. Uzayda yayılan bu değişimdir.
Enerji meselesi işte bu şekil değişimi hikayesinde devreye giriyor. Uzayın bir bölgesindeki şekil değişimi belirli bir enerjinin oraya aktarılması sonucu mümkün olur. Ses örneğinde, konuştuğunuz zaman ses telleriniz havaya enerji aktararak onun şeklini değiştiriyor, yani hava moleküllerinin bir kısmını yerinden ediyor, itiyor ya da çekiyor. Bu bir enerjiye mal oluyor ve enerji kaybolmayacağı için bu enerji iletiliyor. Yani dalga enerjiyi taşımış oluyor, bu şekil değişiminin ilerlemesi vasıtasıyla.