Kullandığımız matematikte zihinsel unsurlar vardır veya zihinsel varsayımlar. Bu nedenle kullandığımız matematik kullandığımız şekli ile yüzde yüz evrenseldir diyemeyiz. Belli ön kabullere dayalı olarak evrenseldir denebilir. Yani aynı ön kabullere dayalı her matematik sistemi aynı sonucu verir. Örneğin 2 nesne ile 2 nesne toplamı işleminde nesnelerin birbirinden bağımsızlığı ön kabulüne dayanan bütün sistemlerde bu işlemin sonucu 4 eder. (Tabi 4 sayısına başka bir isim verilmiş olabilir o sistemde ama işlemin özü aynı mantığa dayanır isimler değişse de. Böyle bir durumda İsim değişikliği şekilsel bir farktır özsel bir fark degildir)
İnsan zihni düzgün geometrik şekiller ve zihinsel modellemeler yapar. Çünkü insanın kendi bilinci ve bilincinin algılama düzeyi bir referans çerçevesi sunar. Yani evrende mutlak düzgün şekiller yoktur ama bizim zihinsel yapımızda kendi referans çerçevemiz içinde ihmal edilebilirlik nedeni ile bu şekilde düzgün geometrik şekillere yatkın bir zihne sahibiz. (İhmal edilebilirlik kısaca 'az olanı yok kabul etmedir. Örneğin 0,000001 gibi önemsiz gördüğümüz bir sayıyı biz ihmal ederiz. ) Yani düzlük bizim için vardır. Örneğin bizim düz sandığımız bir çizgi mikro seviyede düz değildir. Mikro seviyede örneğin bu çizgide girintiler çıkıntılar vardır. Hatta eğrilikler vardır. Ancak biz bunlari algılamayız ve ihmal etmiş oluruz. Yine örneğin dünyayı belli bir uzaklıktan gösteren resimler nedeniyle yüzeyi düz geoit gibi düşünürüz veya bazılarımız öyle algılar (belli bir uzaklıktan tepeler çukurlar bizim için ihmal edilme seviyesine iner). oysa gerçekte dünya üzerindeki dağlar tepeler çukurlar nedeniyle düz bir geoit yüzeyden bahsedemeyiz. Bizim düz zannetiğimiz herşey için mikro veya belli bir yakınlık seviyesinde bu durum geçerlidir. Kullandığımız matematiğin çoğu zaman evrensel olmamasının altında yatan en önemli sebeplerden biri budur diyebiliriz. Tabi başka sebepler de var