Bu soruya uzun uzadıya cevap verilebilir ama şöyle kısa bir cevap da yeterli olabilir.
Bilindiği gibi evren genişliyor. Evrendeki tüm yapılar, eğer birbirlerine kütleçekimi ile bağlı değil iseler birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Evrenin genişleme dinamiği de kabaca şöyle: Bir cisim bizden ne kadar uzaksa o kadar daha hızlı uzaklaşıyor. Yani 1 birim uzaklıktaki cisim 1 birim hızla uzaklaşıyorsa 2 birim uzaklıktaki cisim 2 birim hızla uzaklaşıyor. Ve evren, 13 küsür milyar yıl yaşında ise ve buna göre bizden en uzak cisim kabaca 13 milyar ışık yılı uzakta ise, yapılan hesaplamalara göre o kadar uzakta olan bir cismin bizden uzaklaşma hızı ışık hızından fazla oluyor. Bu gerçek de şu durumu ortaya çıkarıyor: Evrenin bizden çok uzakta olan bölgeleri, bizden, ışığın hızından daha büyük bir hızla uzaklaştığına göre o bölgedeki gök cisimlerinin ışıkları asla bize ulaşamayacak demektir. Buna Hubble ufku, gözlemlenebilir uzay sınırı gibi farklı isimler veriliyor. Vereceğim kaynakta Hubble hacmi gibi bazı kavramlarla konu anlatılıyor. Konu üzerine başka birçok kaynak da mevcut. Elbette kozmologlar bu değerleri matematiksel olarak açıklıyorlar ama bu hesaplamalar bizim gibi amatörlerin yapabileceği hesaplar değil. Akademik düzeyde ise tüm dünya bu kavramları kabul etti ve üzerlerine başka hesaplamalar yapılıyor. Evrenin, farklı genişleme hızları ile, görünür ya da görünemez büyüklüğü gibi. Çünkü tüm bu hesaplamalar görünür evren, Hubble Hacmi, uçtan uca uzaklık falan gibi farklı kavramları ortaya çıkarıyor. Ama en kısa ifade ile, evrenin bizden çok uzak bölgelerinin bizden uzaklaşma hızı ışık hızından fazla. Bu nedenle de bizim görebileceğimiz evrenle evrenin gerçek sınırı aynı çizgi değil.
Kaynaklar
- Simon and Scuster. Hubble Kanunu. (28 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: wikipedia | Arşiv Bağlantısı