Bizim evren dediğimiz şey, mitekondrinin hücre için evren demesiyle aynı. Floramızda bulunan bir mikroorganizmanın, bağırsak için evren demesiyle aynı şey. Yani sonsuz bir döngü var gibi görünüyor. Atom - molekül - protein - organel - hücre - doku - organ - sistem - organizma her biri diğerinin evreni teorik olarak.
Biz çok akıllı olduğumuzu düşünüdüğümüz için kendimizi merkezde hissediyoruz. Ancak çok büyük ihtimalle -ki bence kesinlikle-, biz de bir başka bütünün parçalarından biriyiz. Ve evren denilen şey sadece iç ortamı ile dış ortamı arasında oluşmuş farkın -bütün sistemlerde olduğu gibi- özel durumunu yaşıyoruz, kendimizi özel ve önemli zannediyoruz.
Her alt yapı, kendi üstünü anlayamayacak bir UMWELT e sahip olduğu için, olası bir bilinç düzeyini kavramaya oldukça uzak yapıda. Bir hücre hiç bir zaman insan bütününü anlayacak umwelte ulaşamaz. Bu nedenle o da bizim gibi, acaba içinde yaşadığımız bu devasa yerin bir bilinci olabilir mi bizim gibi diye sorabilir teorik olarak. Bu arada onların da bilincinin olduğunu varsaymak bilimsel düzlemde oldukça mümkün. Ve hücrenin verebileceği cevap, tanımsız olacaktır aslında. Yani, kavrayış düzeyinin algılamasının dışında bir bilinç söz konusu çünkü. Bir hücreye insanın varlığını kanıtlayamazsınız, ancak insana ait bir yapıdır aslında. İnsan da sonsuz yapı döngülerinin birini oluşturan mikro yapılardan belki de ve, bütünlüğü anlamaya o kadar uzak ki, kendini özel zannedebiliyor.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Science Universe. (17 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 17 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Bell S Theorem. (17 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 17 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı