Eski dönemlerde kadınlar da avlara ve diğer tüm etkinliklere katılıyorlardı. Bugünkü gibi "ev hanımı" olan kadınlar kabile yaşamında zaten yoktu. Kadınlar yüksek kas gücü gerektiren etkinliklere erkekler kadar katılmıyordu çünkü bakmaları gereken çocukları korumaları gereken karınları vardı. Bu durumda isteseler de istemeseler de toplumsal düzen kendi kendine işliyordu ve kadınlar çocuklara zaman ayırmak zorunda kalıyordu. Çünkü erkekler sürüdeki birden fazla kadınla sürekli olarak üreyebilirken kadınlar tek bir erkekle üreyebiliyor ve sonrasında çocuklarını koruması gerekiyordu. Erkekler için çocuklarını korumak kadınlar kadar gerekli değildi çünkü bir yerde çocuğu büyürken bir kaç çocuğun üremesini sağlayabilirdi. Kadınlar için bu olanaksız. Durum böyleyken kadınların harcadığı gücün hacmi erkeklerinkinin altında kalıyor.
Sorunun asıl sorduğu noktaya gelirsek - ki soru iki farklı cinsiyetteki canlıların evrimleşirken günlük yaşamlarındaki fizyolojik etkinliklerin etkisini soruyor, erkeklerin kas gücünün neden daha fazla olduğunu bilmemiz gerekir. Bunun nedeni erkeklerde bulunan ama kadınlarda bulunmayan hormonlardır. Benim yanıtımdan hareketle biyoloji uzmanları bu hormonlardan bahsedebilirler. Bu hormonların yapısını etkilemeyen fizyolojik etkinlikler elbette yalnızca kadınların daha kaslı olmasını sağlayacaktı ancak gelecek kuşaklara yine aynı hormonsal yapıyı aktaracağı için evrimsel süreçte bir etki yaratmayacaktı.
Tüm bunlarla birlikte eğer kadınların erkekler tarafından cinsel seçiliminde kadınların güçlü olması, yüksek kas gücü gerektiren etkinlikleri yapabilme becerisi gibi etmenler etkili olsaydı ve daha güçlü kadınlar daha çok seçilseydi veya diğerleri ölse de onlar daha yüksek yaşam şansına sahip olsaydı o zaman kadınlar da erkekler kadar yüksek kas gücüne doğrudan erişebilirlerdi. Ancak bugün görülen o ki erkekler arasındaki kas gücünün doğal veya cinsel seçilime yaptığı baskı kadınlarınkinden daha fazla olacak ki günümüzde kadınlar bir erkekle aynı fiziksel güce ulaşmak için genellikle daha fazla çaba harcamak zorunda kalmıştır.
Kısacası, seçilime ve gen aktarımına etki etmeyen değişikliklerin gelecek kuşaklarda değişim oluşturması beklenmez.