Robert Bloch'a ait olan Sapık romanının ünlü karakteri Norman Bates. Annesi ve üvey babası da dahil işlediği vahşi cinayetleri haklı bulmak beni de sapık gösterebilir (cevabı silsem mi ?). Romanı ülkemizde okuyan çok az kişi olabilir ancak, Alfred Hitchcock'un yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan versiyonunu pek çok kişi izlemiştir.
Bildiğiniz gibi Norman erken yaşlarda babasını kaybetmiş ve annesine aşırı derecede bağlanmıştır. O artık anne karakterinin oğlu, kocası, babasıdır, yani O'na yakın olan tek erkek karakter olmak ister. Hatta bir histeri nöbetinde, ki bu duruma annesinin başka bir adamla evlenme isteği olmuştur, annesini ve üvey babasını da öldürmüştür fakat, bunu kabullenmez ve her şey normal seyrinde devam ediyormuş gibi anne karakterini kendi dünyasında yaşatır. Konu aslında Freud öğretileri içinde geçen "Oidipus Kompleksi" çerçevesinde ele alınmıştır. "Oidipus kompleksi ya da Oidipus karmaşası, Sigmund Freud'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı". Romanın ilerleyen bölümlerinde otele müşteri olarak gelen kadın karakter de annesi kişiliğine bürünen Norman tarafından öldürülür. Kadın (Marion), Norman'ın düşünce dünyasına göre annesi tarafından kıskanılan ve ortadan kaldırılması gereken kişidir ve aslında kadını öldüren annesidir.
Bu karakterde beni etkileyen Norman'ın saplantılı ve bir o kadar saf olan düşünceleri olmuştur. O tüm olumsuzluklara rağmen içinde bulunduğu çaresizlik, karamsarlık ve hüzün dolu dünyası içinde tek dayanağı olan anne-oğul ilişkisini korumak ve devam ettirmek ister. İşlenen cinayetlerde onaylanmayan ve kötü görünen karakter aslında akıl almaz baskı altında ezilmiş olan Norman değil, annesidir.