Eklemlerimizi kıtlattığımızda aslında çokta gizemli bir şey gerçekleşmiyor, eklemler arasında bulunan eklem sıvılarında gaz birikimi oluyor. Kıtlatma işleminde bu gaz baloncukları sıkışarak patlıyor veyahut yer değiştiriyor.
Bu korkulacak veyahut zararlı bir şey değildir, özellikle uzun süre hareket etmeyen eklemlerde gaz baloncukları iyice toparlanarak büyümüş oluyor. O yüzden dolayı uzun saatler oturduktan sonra belimizi kütletmeye kalkarsak ‘Katur Kutur’ sesler duyarız, ancak bütün oturmak yerine saat aşırı kütletmeye çalışırsak duyacağınız sesler daha minimal ‘çıtır pıtır’ gibi duyulur.
Tabi çıkan ses miktarı biriken gaz miktarı haricinde kıtlatma işleminin hızına da bağlıdır. Yavaş kıtlatmak yerine hızlı kıtlatmak daha fazla ses çıkmasına neden olmaktadır.
Binlerce kıtlatma sesi için binlerce ekleme ihtiyacımız yok, eğer kendi anatomimizi yeterince iyi bilirsek tek bir eklemden teorik olarak sonsuza denk kıtlatma sesi elde edebiliriz. Örneğin kendi vücudumda sol diz kapağımda bu durum mevcut üst üste yüzlerce kez kıtlatabilirim, bunun sebebide tabiki anatomik yapı. Bu durum sol dizime mahsus, her insanda olacak diye bir şey yok. Bir insanda birden fazlada olabilir.
Sonuç olarak kıtlamak doğal bir şey ama kıtlayacağız diyede limitlerimizi aşıp vücudumuzu fazla zorlamaya gerek yok.