Ben, ölümüne dost olan iki arkadaşdan Mehmed Tevfik KOLAYLI ve Mehmet Âkif ERSOY'u davet ederdim. Kendilerinin uzman olduğu konuda melez şiir çıkarmalarını isterdim. Hatta şöyle bir kadro yapmak isterdim... (Hiciv çok seviyorum.) Hiciv şairleri:
1 - Nef'î "Pâdişâhtan bile korkusu olmayan yiğit şâir"
2 - Mehmet Eşref (Şair Eşref)
3 - Mehmed Tevfik Kolaylı (Neyzen Tevfik)
Karşı takım:
1 - Ahmet Celâl Sahir Erozan “Aşk ve kadın şairi
2 - Mehmet Âkif Ersoy "Vatan Şairi" ve "Millî Şair"
3 - Can Yücel "Can Baba"
4 - Mihail Yuryeviç Lermontov "Romantizm ve pre-realizm"
[Bu takım +1 olduğuna bakmayın büyük hicivcilere kimse dayanamaz.] Hatta ChatGPT'den örnek şiir yazdırdım :D Nef'î'nin kışkırtıcı mısralarıyla başlıyor gecemiz,
Pâdişâhlar bile korkar bu yiğit şâirin gözlerinden.
Ama işte Ahmet Celâl, aşkın ve kadının derinliklerinde,
Şairlerin şairi, duygularla dolu sözlerinde.
Mehmet Eşref, hicivle döker dertlerini kağıda,
Her kertesinde bir gülümseme saklıdır satırlarda.
Akif Ersoy, vatan sevgisiyle yanar yüreğinde,
Millî şairimiz, destanlarla örülmüş dizelerinde.
Tevfik Kolaylı'nın neyinden süzülen nağmelerle dolu meydan,
Can Yücel'in mavi şiirleriyle coşku içinde bu an.
Lermontov'un romantizmi ve pre-realist bakış açısı,
Bu şiirin içinde buluştu, bir ahenk ve muhteşem bir sahne oluştu.
Hicivle yarışanlar, duygusal şairlerle kucaklaştı,
Her biri ayrı bir renk, her biri özgün bir anlam taşıdı.
Şairlerin büyüsü bu şiirde birleşti, bir kürsüde oturdular,
Ve şiirin büyüsüne herkes hayran kaldı, bu anı hep hatırladılar.