Edebî karakterlerin dünyasına adım atmak, aslında insan ruhunun farklı halleriyle yüzleşmek demek.
Benim için bu seçim “Yalnızlığın Yüz Yılı”ndaki José Arcadio Buendía olurdu.
Çünkü o, sadece bir karakter değil; insanın anlam arayışının kendisidir.
Tüm Reklamları Kapat
Gerçekle hayalin, akılla deliliğin sınırında yürür. Bilimle büyüyü, akılla kalbi aynı terazide tartar. Onun dünyasında fizik yasaları kadar anıların ağırlığı da gerçektir.
Eğer onun hayatına dahil olabilseydim, Macondo’nun tozlu sokaklarında ilk pusulayı çeviren, ilk mıknatısı tutan, ilk rüyayı yazıya döken o anların tanığı olmak isterdim.