En tepede para yer alıyor.
Yani doğasına yabancılaşmış herkesi ve her şeyi hizaya getiren düdük…
Dünyayı da yöneten bu parayı (düdüğü) sermaye olarak elinde tutanların tamamıdır.
Kendi içlerinde her ne kadar göreli iniş çıkışlar olsa da, söz konusu sömürdükleri dünya halklarının kralın çıplaklığına yönelmesi olunca ve aracılara (Basın, bilişim, eğitim, politika, BM, IMF, DB, Hükümetler, zemberekli sivil toplum kuruluşları, yedeklenmiş sendikalar, ticarileşen bilim misali ara duvarlara) rağmen dünya halkları bu duvarların arkasındaki gerçek resme doğrudan yönelince, en acımasız yüzlerini bürünüp kendi içlerindeki amansız rekabeti bir yana bırakarak bir anda birleşirler.
Dünya genelinde göreli demokrasiden açıktan faşizme kadar her yönetimi ikame etme yelpazeleri vardır.
İç savaşları, bölgesel savaşları, ekonomik krizleri; aracıları vasıtası ile finanse eder ve yönetirler. Ardından da yine aracıları vasıtası ile yakıp yıktıkları yerlerin kurtarıcılığına soyunurlar.
Hemen hemen hepsinin merkezlerinin ABD olması bir tesadüf değildir. Çünkü onların emir eri, hamisi ve sistemleri olan kapitalizmin jandarmasıdır.
Hemen hemen her alanda muazzam örgütlülükleri vardır ve ellerinin uzanamayacağı tek yer onurlu- özgür insanların aklıdır. Ki bedelini de çok ağır ödetmektedir.
Arka planda acımasız oldukları kadar görünür yüzleri de o denli tezat ve hayır severdir.
Dünyadaki tüm finansın yüzde kırkına doğrudan ve geri kalanına da dolaylı olarak hükmederler. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler fakat yeri gelir gölgesini satamadıkları ağacı da keserler.
Sadece insanlar değil doğa da umurlarında değildir fakat çevreye duyarlılıkta ve çevre sorunları yoksul-geniş halk kitleleri ile ülkelere yıkmaktan da geri durmazlar.
Çevreyi katlederler fakat bunu okullarda yere çöp atışımıza bağlayacak kadar da pişkindirler.
Suyu arsızca tüketir ve kirletirler fakat içecek dahi su bulamayana tasarruf dersi vermekten de geri durmazlar.
Bilimi sadece tekellerinde olduğu sürece ve sermayelerine sermaye kattığı oranda, onlara halkları baskılayacak, uyutacak silah ve araç sağladıkça destekler, finanse eder ve satın alırlar.
Evrim onların varlığı ve yüzü suyu hürmetine vardır.
Eğitim en çok yatırım yaptıkları alandır. İstisnasız bütün dünya ülkelerini bu boyunduruk altına almanın ekonomik koşullarını önce yaratıp muhtaç ederek, ardından kurtarıcılığına soyunarak ve özellikle bu alanda yasal düzenlemeler isterler.
Bilginin muazzam bir güç olduğunu en iyi onlar bilir ve tekellerinde kalması için yoğun çaba sarf ederler.
Cehaleti her yerde ve her zaman türlü yalanlarla dolaylı olarak desteklerler, öte tarafta cehaletle mücadele sahte görüntüsü vermekten de geri durmazlar.
Üretimi, hiçbir emekçi üretimin bütün aşamalarına hakim olamasın diye parça parça ederler ve buna işbölümü derler. Uzmanlaşma derler…
Say say bitmez.
Korkmalı mıyız? Belki…
Güvencemiz ne: Haklılık ve milyonlar oluşumuz. Bilginin kaba sığmama kötü huyu…
Eksiğimiz ne: Dağınığız…
Kaynaklar
- John Pilger. (2003). Dünyanın Yeni Efendileri. Yayınevi: Timaş Yayınları. sf: 2016.
- Jean Ziegler. (2004). Dünyanın Yeni Sahipleri Ve Onlara Direnenler. Yayınevi: Altın Kitaplar. sf: 351.