Tarihi akış içerisinde gerçekleşen her olay veya tartışmaya açık kalan her konuya getirilen yorumlar, farklı mezheplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
İslam tarihinde kökten görüş ayrılığının temeli halifelik yönetimine kimin geçeceği ile ilgilidir. Hz. Muhammedin ölümünden itibaren yerine geçecek halife ve sonrasında ölenin yerine geçecek halifeler hep tartışma konusu olmuştur. Konu tartışmadan da öte sürekli çatışma halini de almıştır (Şii-Sünni çatışması). Günümüzde bile tarihi geçmişe dayanan bu derin çatlakların yansımaları hala görülebilir.
Şii-Sünni çatışması temelde iki mezhep varmış gibi gösterse de aslında temel görüş ayrılıkları ikiden fazladır. Selefilik, Selef-i Salihin, Vehhabilik bunların başında gelir. İş bununla da bitmez bir de fıkıh yani ibadet ve bazı şer-i kanunlara getirilen farklı yorumlara göre mezhepler vardır. Sadece Sünni inancına uygun olanları sayacak olursak; Hanefilik, Malikilik, Hanbelilik, Şafiilik bunların başında gelir. Konu burada bitti sanıyorsanız yanıldınız, fıkıh mezheplerinin altında temelde çok farklı görüşler olmasa da bazı tarikat (yollar) mevcuttur; Nakşibendilik, Rufailik, Kadirilik, Mevlevilik, Bektaşilik gibi. Tarikatların de kendi içinde kollar vardır ama konuyu uzatmayalım.
İslam tarihinde güç çatışmalarının haricinde, vahiy ve hadis ilminden kaynaklanan görüş ayrılıkları da bu kadar dallanmasının ana nedenidir. En temel görüş ayrılıkları bazı şer-i uygulamalarda ayetlerin mi, yoksa hadislerin mi dikkate alınacağıdır. Bu yazıyı okuyan pek çok okur "elbette ayetlerin temel alınması gerektiğini, neticede hadislerin sahih olup olmadığı tartışmalı olabilir" yorumu getirebilir. Ancak konu o kadar basit değildir. Şu unutulmasın ki, pek çok ayetin yerine yeni ayet gelerek bir öncekinin hükmü kaldırılmış veya yeni ayet gelmeden hükmü kaldırılmıştır. Mezheplere göre bu ayetlerin sayısı 288-320 arasında değişir. Ayet ve hadislerin çakıştığı bu gibi konularda farklı görüş ayrılıkları olmuştur, kimi yorumlar ayetlerin baz alınması gerektiğini savunurken, başka yorumlarda hadislere göre bu ayetlerin de hükmünün kalkmış olması gerektiğini savunur.
Hıristiyanlık inancına gelirsek, ikilik burada da söz konusu değil. Temelde ikiden fazla kilise vardır, Katolik, Ortodoks, Protestan, Anglikan, Nasturiler ve Mormon kiliseleri. Bu kiliselerin de kendi içinde farklı kol ve mezhepleri mevcuttur.
Benzer şekilde tarihin akışı, inanç sistemine getirilen farklı yorumlar ve ilk kilise olarak kabul edilen Katolik kilisesinin baskıları (Protestan ve Anglikan kiliselerinin temelde ayrılma nedeni) bu kiliseden ayrılarak farklı kiliselerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Metaryalist ve Agnostik görüş ile dinlerin kendi içinde dallanması arasında pek bir ilişki yoktur. Materyalist görüşe göre Tanrının varlığı kabul görmez (olma ihtimali neredeyse sıfırdır) dolayısıyla evrim ile ilgili konulara Tanrı'yı dahil etmek anlamsızdır. Agnostik görüş, Tanrı'nın varlığını veya yokluğunu tartışmanın anlamsız olduğunu, her iki durumunda ispatının mümkün olmadığını savunur. Aslında her iki görüşün de evrime bakış açısı temelde birbirine çok yakındır.