Kökeni sosyal kurallar ve oyun, çatışmayı azaltma isteği ve empatidir. Sosyal canlıların, yiyecek ve cinsel partner bulmak gibi ihtiyaçlar için kurallara ihtiyaçları vardır. Yoksa yakın yaşayan bireyler sürekli çatışma ve stres yaşar. Bunu herhangi bir birey, yavruyken oyun oynarken anlamaya başlar. Sınırı aşan, karşıdakine zarar verir, muhtemelen kavga çıkar ve oyun sona erer. Çocuklar bile kurdukları oyunda adalet olması ve kurallara uyulması gerektiğini bilir. Sıçanların boğuşma oyunları incelendiğinde, iri olanların arada bir zayıf olanların kazanmasına izin verdikleri görülmüş. Oyun ve iletişim olmadığında sosyalleşme gerçekleşmez ve grup bağları zayıflar. H. sapiens, bu konuda kendi kendini evcilleştirmiştir.
Daha karmaşık yapılarda (şehir, ülke), birbirini tanımayan bireylerin de alışveriş edebilmeleri gerekir. Kurallara uyulmadığında, işler aksar. Adalet duygusu sarsılan bireyler de bu alışverişe katılmakta isteksiz olur. Haksızlık veya olumsuzluk bile olacaksa, en azından herkese eşit oranda uygulanmalıdır (feodal liderin herkesi ezmesi, ölümün ayrım yapmaması vb.). İnsanların adaletsizlik karşısında çatışmaya girdiğini biliyoruz. O nedenle zamanla oturan yazılı ve yazılı olmayan kurallarımız var. Daha ileriki aşamalarda, empati eksikliğinin de zararlı olduğunu keşfettik; hayvanlara eziyet edenin, insanlara da zarar verebileceğini biliyoruz mesela. Amaç, olumsuz davranışın tekrarının engellenmesi. O nedenle dikkatsizlik ayrı, kötü niyet ayrı şekilde cezalandırılıyor.
İyi ve kötü, seküler adalet veya evrim açısından anlamsız kavramlar. Ölçülemeyecekleri için, genelde insanların eylemlerindeki tutarlılığa bakarız. Herkes kurallara ve değerlere kendi mizaç ve yetişme koşulları dahilinde uyar. Duruma göre çıkarlar ağır basabilir, duruma göre travma sonucu davranış bozuklukları veya aşırı saplantılı düşünceler ortaya çıkabilir. Temelde uyumlu canlılar olduğumuzdan, kendimizi çok ahlaklı zannetsek de, dolaylı haksızlıklara kayıtsız kalır veya bazen ortak oluruz. Bu uyumu istismar edenlere kabaca "kötü", tersine, fedakarlık eden ve uyuma katkıda bulunanlara da "iyi" diyoruz.
Kaynaklar
- F. de Waal. Bilim Ahlakı Açıklayabilir Mi?. (25 Eylül 2011). Alındığı Tarih: 25 Aralık 2020. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı