Evet,dinler insanın düşüncesinin ürünüdür.Kimse kendi mensup olduğu dine "uydurma" sıfatını yakıştıramadığı için bu hep tartışma konusu olmuştur.Herkes mensup olduğu din hariç diğer tüm dinlere uydurma derken kendi dinine asla toz kondurmaz, bu sonu gelmez tartışmaların sebebi de bu insan profilidir. Dinlerin tarihi çok eskiye dayanmaktadır.Dinlerin ortaya çıkışı insan türünün toplumsal hayata geçişiyle neredeyse eş zamanlı olmuştur.Dinler gelişen insan için birleştirici değer olmuştur.Hayatta kalabilmek için toplumlar halinde yaşamaya gereksinim duyan insan için din kavramı o zamanlar hayati bir önem taşımaktadır.İlk insan toplumlarının kalıntılarında dini inanışlardan izler görmekteyiz.O zamanki az gelişmiş ve tecrübesiz insanların ahlaki değerlere bağlanması için radikalize edilmiş değişmez inanışlara ihtiyaç vardı.Bunun sonucunda insan toplulukları kendinden daha güçlü ve kendilerini yönetmeye layık varlıklar düşledi ve bu ve bu kavramlar bütünü de zamanla din adını aldı. Toplumun mihenk taşı olan yasalar dinler sayesinde güvenceye alınabilmiştir.Her insanın özünde kötülük vardır ve herkes karşılığını almayacağını bilse kötülük yapar.Ama dinler bunun önüne "Her şeyi gören tanrı" kavramı ile geçmiştir.Tanrı kavramı çok güçlü bir kavramdır, tanrı yöneticilerin yöneticisidir.Bir ülkenin hükümdarı her istediğini yapamamıştır çünkü onu izleyen bir tanrının olduğu düşüncesi her zaman onu haddi aşmaktan alıkoymuştur.Kısacası toplumsal olarak gelişmekte olan bir türü zapt etmenin tek çıkar yolu o zamanlar dindi.Dinlerin tehlikeli olduğu nokta ise değişmez ve dogmatik olmasıdır oysa hiçbir konuda radikal olunmamalıdır.Tarih boyunca inanışları konusunda radikal olan insanlar kendisiyle aynı düşünceye sahip olmayan insanların kanını dökmekten çekinmemiştir. Bence "Her sabit düşünce sahibi için zindandır" sözüyle Nietzsche konuya noktayı koymuştur. Artık günümüzde insanlar ahlaki değerlere sahip olmak veya kurallara uymak için dine ihtiyaç duymuyor çünkü yasalarımız yeterli gelişmişlikte kendi kendimizi yönetebilecek bilgi ve tecrübeye sahibiz.Birleştirici değer olarak ise din artık yetersiz kalmaktadır.Günümüzde en büyük birleştirici değer bilgidir.Dinler gelişen toplumsal düzende ya yok olurlar ya da reformize edilerek toplumsal hayatta yer bulmaya çalışırlar.