Çok hücreli canlıların evrimiyle birlikte büyüklük avantaj sağlamıştı. Bu, o kadar devasa boyutlara ulaşmıştı ki günümüzde birçok canlının devasa varyantlarını görmek mümkündü; bitkilerin bile. Bu büyük yok oluş, hem bitkilere hem de hayvanlara evrimde büyüklüğün dezavantaj olabileceğini gösterdi. Hayatta kalan küçük canlılardan hayvanlar birkaç ana kola ayrıldı ve bu kolların ortak yanı, bu felaketten hayatta kalabilecek özelliklere sahip olmalarıydı. Bu kollardan bazıları, toprak altında yaşamanın avantaj sağladığını göstererek yer altı yaşamını önemli ölçüde tetikledi. Tabii ki uçmanın kurtulma avantajı sağlaması da kuş evrimini bu yöne doğru çeşitlendirdi.[1]
Bitkilerde ise, daha dayanıklı olmak için büyüyen ve sertleşen ağaçların aksine, bu yok oluştan sonra evrim daha küçük ve daha fazla meyve, yani daha çok nesil üretmeye yöneldi. Bu nedenle çok çekirdekli meyvelerin - özellikle domates gibi - Amerika kıtası gibi dinozorlara ev sahipliği yapmış bir yerde ortaya çıkması, bu görüşü destekler niteliktedir.
Kısaca, canlılığın büyüme eğiliminden bir noktada küçülmeye gitmesi kaçınılmazdı. Bu yüzden günümüz canlılarının çoğu, üremeye daha yatkın yollarla ve hayatta kalma ihtimallerinin daha yüksek olduğu ortamlara uygun şekilde evrimleşti. Özellikle büyük ölçekli canlılığın hâkim olduğu bir zamanda, küçüklerin hayatta kaldığı bir yok oluşun ardından evrimin daha küçük canlılara yöneldiği söylenebilir.
Büyük yok oluş sonrası baskın türün memelilerin olması hakkında bu makale ilginizi çekebilir.[2]
Kaynaklar
- science. Body-Size Reduction In Vertebrates Following The End-Devonian Mass Extinction. Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2025. Alındığı Yer: science | Arşiv Bağlantısı
- scientificamerican. How Mammals Conquered The World After The Asteroid Apocalypse. Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2025. Alındığı Yer: scientificamerican | Arşiv Bağlantısı