Emirhan'ın söyledikleri doğru ancak malesef çok çok eksik. Evet söylendiği gibi yukarı çıktıkça havanın yoğunluğu azalır yani genleşir aslında ve bu durumda sıcaklığın azalmasına sebep olur ancak biraz termodinamik yardımıyla bu soğumanın gerçekte olduğundan az olduğunu hesaplayabiliriz.
Termodinamikteki izentropik genleşme denklemi ile bir hesap yaptığımızda göreceğiz ki 2000m rakımdaki hava sıcaklığının deniz seviyesindekine göre yalnızca %7 düşmesi gerekirdi fakat bundan çok daha fazla düşüş oluyor. Yani atmosferin rakım ile soğumasını bu şekilde açıklayamayız.
Atmosferin rakım ile soğumasındaki temel sebep ise ısı transferi olacaktır. Dünya radyasyon ile ısınan bir gezegendir. Radyasyon ışınları bir madde ile temas etmesi durumunda ancak o maddeyi ısıtabilir. Güneşten gelen ışınlar ise ancak karalara ulaşınca tüm enerjisini bırakarak ısıya dönüştürebiliyor. Güneş ışınları karalara ulaşmadan önce de elbette atmosferde bir miktar ısıya dönüşüyor, sonuçta havada bir madde ancak gazlar çok seyrek maddeler olduğundan radyasyonla ısınmaya karşı verimsizler.
Sonuç olarak asıl ısı oluşumu karalarda oluyor ve karalar ısıyı atmosfere göre çok daha iyi depolayabiliyor. Hava çok iyi bir termal yalıtkandır bu sebeple iletimle ısıyı transfer etme kabiliyeti çok düşüktür. Taşınım yöntemi ile ısı transferi yapılabilir ancak atmosfer dinamiği şartlarında bu transfer de çok fazla olamıyor. Bu sebeple kıtalara yakın yerdeki ısı yükseklere transfer olamıyor.
Denilebilir ki dağlarda kıta parçası dağların tepesinde de ısı oluşuyor orası neden soğuk? Cevap aslında yine basit, bütün bir atmosfer hacminin yanında dağ nedir ki? Elbette dağların tepelerinde de güneş ışınları ısıya dönüşüyor ancak atmosferin geri kalanı o kadar büyük ki, dağlar kendi etrafında bir termal sınır tabaka yaratamıyor bile. [1][2]
Kaynaklar
- Y. A. Cengel. Termodinamik: Mühendislik Yaklaşımıyla (Turkish Edition). ISBN: 9786053551621.
- U. Author. Isı Ve Kütle Transferi. ISBN: 9786053552871.