İkisi de tek başına yeterli olmaz okuduklarını tecrübe ile birleştirmek bu bilginin daha kalıcı olmasını sağlayabilir çok okumak kendi başına işe yaramaz fırsat varsa aynı zamanda gezinmeli ama tek başına gezmek de işe yaramaz sonuçta bilgi olmalı
İkisi de tek başına yeterli olmaz okuduklarını tecrübe ile birleştirmek bu bilginin daha kalıcı olmasını sağlayabilir çok okumak kendi başına işe yaramaz fırsat varsa aynı zamanda gezinmeli ama tek başına gezmek de işe yaramaz sonuçta bilgi olmalı
Soru biraz "haldur huldur" bir soru olduğu için, "haldur huldur" bir cevap verecek olursak ben, çok okuyanın ortalamada çok gezenden daha çok bileceğini düşünüyorum. Çok basit bir nedeni var: Birim zamanda okuyabileceğiniz kitap sayısı (ve o okumanın birim zamanı başına edinebileceğiniz bilgi miktarı), birim zamanda gezebileceğiniz coğrafya (ve dolayısıyla birim zamanda edinebileceğiniz bilgi miktarından) çok daha fazla. Bir insanın 1 yılda gezerek öğrenebileceği bilgi miktarını, eşit sürede kitap okuyarak edinebileceği bilgi miktarıyla kıyaslayarak bunu görebilirsiniz.
Şimdi, tabii ki bu bilginin kalitesi ve çeşitliliği duruma göre farklılık gösterecektir. Mesela Khoi'san kabilesini bizzat görüp de bu kabilenin avlanma pratiklerine tanıklık etmek, hiçbir kitabın eksiksiz olarak anlatabileceği bir şey değil (mesela ben, BBC'nin bir belgeselini temel alan bir anlatımı Evrim Kuramı ve Mekanizmaları kitabımda denedim ama asla görmekle eşdeğer olamaz). Ama yine de bu konuda okumalar yapan biri, o kabilenin olduğu yere gidip, konaklama vs. ayarlayıp, gözlemlerini yapana kadar edineceğinden çok daha hızlı bir şekilde bilgi edinebilir; öyle ki, gezginin sadece bir kıtadan diğer kıtaya uçana kadar harcadığı sürede bile Khoi'san kültürü hakkında bol miktarda bilgi edinmeniz mümkün olacaktır. Dolayısıyla basit bir "sidik yarışı" olarak düşünecek olursak, gezen birinin bilgi edinme konusunda okuyan biriyle yarışması pek mümkün gözükmüyor.
Elbette, soru yanıltıcı, çünkü sahte ikilem sunuyor: Sanki gezmek ve okumak birbirini dışlayan eylemlermiş gibi bir algı yaratıyor. Halbuki pek tabii bir insan bir yandan gezerken, diğer yandan okuyabilir ve her iki bilgi edinme formundan da faydalanabilir. Bana kalırsa en etkili öğrenme yöntemi de bu olacaktır; çünkü Büyük Kanyon'un jeolojisi hakkında kitap üstüne kitap okumak ve ne kadar büyük bir yapı olduğunu idrak etmeye çalışmak bir şey, onun uçurumlarından birinin kenarında durup kalbiniz giderek hızlı çarparken "insan" dediğimiz "şey"in ne kadar küçük olduğunu iliklerinize kadar hissetmek bambaşka bir şey.
Ama sadece aval aval gezerek de kaliteli bilgi edinmek çok zor; dolayısıyla uzmanların yıllara dayanan deneyimlerinden faydalanarak, akademik altyapısı olan bir şekilde gördüğünüz şeyler üzerine okumalar yapmak, hissettiklerinizle öğrendiklerinizi birleştirmenizi sağlayacaktır.
Çok okuyan bilir tabi ki.
Gezilecek yerler çok sınırlıdır. Sadece bizim gezegenimizin yüzeyi ve yüzeyin %3 altını gezebilirsiniz. Oysa bilgi, evrenin büyüklüğü kadardır. Hiç bir zaman gidemeyeceğimiz yerler hakkında bile bilgimiz var.
Bilgi için gezmeye ihtiyacımız yok.
merhabalar
Çok gezen insanlar çok farklı kültürler tanıyorlar, çok farklı hayat tarzları görüyorlar ve alışılmışın dışına çıkabiliyorlar. mesela her kültür kendi içinde doğrular ve yanlışlar iç içe girmiş şekildedir ve biz bu doğru-yanlış yumağının içinde büyürüz, her insana sorsan "aşk nedir? özgürlük nedir? mükemmellik nedir?" diye herkes kendi kültürüne paralel olarak düşüncesini söyler ve bu sorular çok değişkendir. çok gezen insanların bu doğru-yanlış yumağını daha mantıklı şekillerde ayırt ettiğini düşünüyorum, her kültürdeki yanlışlıkları azaltabiliyorlar.
çok okuyan insanlar ise, kendinden önce tecrübe edilmiş insanların tecrübelerine ulaşabiliyor, kendini istediği her tarzda kitabı okuyarak geliştirebiliyor. felsefe, tarih, fizik, biyoloji, teoloji ve daha pek çok bilimsel bilgilere sürekli ulaşıyor. ki sadece roman gibi kitapları okumak bile insanı muazzam geliştiriyor, diksiyonunu geliştirir, empati yeteneğini geliştirir, olaylara bakış açını değiştirir, insana tecrübe katar.
SONUÇ=
çok gezmenin de çok okumanın da insana çok şey kattığına inanıyorum. çok gezmek hayat tarzını geliştirirken, çok okumak daha çok hayat görüşünü değiştiriyor desek yanlış olmaz sanırım. kitaba ulaşmak gezmekten daha kolay, kitabın içeriği daha kapsamlı ve daha fazla bilgi edinilebileceğinden çok okuyanın daha fazla bilgi sahibi olacağına inanmaktayım.
Çok gezmek kendi yaşanmışlıklarımızdan öğrenmemizi sağlar, çok okumak ise başkalarının tecrübelerinde dolaşmaya benzer. Dünyada vaktimizin sınırlı olduğunu düşünürsek ikisinden de ne öğrenebilirsek kardır bence.
Bence ikisi de birbirine bağlı süreçler. Gezilecek yerlere gitmeden önce o yerler ile ilgili okuma yapmak, geziye çıkıldığında etrafa anlamsız bakışlar atmamak için önemlidir.
Mesela hayatında hiç sarnıçlarla ilgili bir şeyler okumamış veya duymamış insanlar için yerebatan sarnıcı, sadece fotojenik bir mekan olmaktan öteye geçemez.
Bu yüzden benim oyun gezerkem okumak yönündedir. :))
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.