Yaşamın, evrenin genişleyerek düşük entropi bölgeleri oluşturabilmesi sayesinde var olabildiği düşünülmektedir.
“Yaşam, Entropi Değişimlerinin Kaçınılmaz Bir Sonucu Olarak Açıklanabilir mi?” başlıklı makaleyi inceleyebilirsiniz.
Yaşamın, evrenin genişleyerek düşük entropi bölgeleri oluşturabilmesi sayesinde var olabildiği düşünülmektedir.
“Yaşam, Entropi Değişimlerinin Kaçınılmaz Bir Sonucu Olarak Açıklanabilir mi?” başlıklı makaleyi inceleyebilirsiniz.
Canlılık olgusu evrende özel bir titreşim ağına dayanır. Bu açıdan canlılık elektromanyetik bilgi işleme ve veri ağına dayanan bir olgudur. Bu nedenle biyolojik bütünlük işte bu veri bütünlüğü ile var olur. Canlılığı cansızlıktan ayıran şey budur. Canlılık cansızlıktan gelir ancak cansızlıkla eş bur durum bu nedenle değildir.
Burada en gizemli konulardan biri bizim kan bağı dediğimiz ama ayrı vücutlarda bulunup da yine de etkileşim kurabilen genlerin varlığı konusudur. Dikkat ederseniz canlılığı açıklamakta kullanılan bir çok metin aslolanın genlerin etkileşimi olduğunu ifade ederler ve genleri öncelerler ama bahsettiğim şekilde ayrı bedenlerde bulunan genlerin nasıl etkileşim kurabildiğine dair tek cümle bu metinlerde bulunmaz. Yani sonucu söylerek açıklama getirildiği sanılarak aslında bunun nasıl olduğuna dair tek cümle açıklama veya tezin olmadığını görürsünüz. Halbuki işin en gizemli ve en çok açıklanmaya muhtaç yeri burasıdır. Çünkü ayrı bedenlerde olmasına rağmen benzer yapıdaki genlerin birbirleri ile etkileşip bağ kurabilmesi dışında bunun başka yolu yoktur. Çünkü az sonra örneğini vereceğim gibi evrende ayrılık bizim zannetiğimiz gibi bir duruma dayanmaz. Bu nedenle bizim sıradan ve basitçe 'kan bağı' diyerek anlandırdığımız durum aslında bu kadar sıradan bir durum değildir. Çünkü bu bağ ayrı bedenlerde genler arası etkileşim olmaksızın oluşabilecek bir bağ değildir. Zaten evrende ayrılık sandığımız gibi bir durum değildir. Örneğin bizden milyarlarca ışık yılı ötedeki bir galaksiyi görmemiz ışık yolu ile onunla etkileşime girmeden mümkün değildir. Yani ayrı ve bağımsız gördüğümüz süreçler evrende ayrı ve bağımsız değildir. Evrende etkileşim kurulmaksızın hiç bir şey diğerine herhangi bir veri veya etki geçişi sağlayamaz. İnsanlar evreni olduğundan farklı biçimde algılayıp evrendeki olguları zihinlerinde parçlayıp buna göre değerlendirmeler yapıyorlar. Mesela bu örnekte o galaksiyi gören kişi kendisi ile o galaksi arasında herhangi bir etkileşim olmaksızın görebildiğini sanar. Veya da ışığın cisimlerle etkileşime girerek onların görülmesini sağlayan şey değil de onları sadece aydınlatan şey olarak algılar. Oysaki ışık cisimlere çarpınca onlarla etkileşim kurar ve onlardaki görüntüyü alıp bize zamana aşkın bir biçimde taşır. Yine örneğin ışık gördüğümüz renkleri oluşturan şeydir. Cisimlerin buna göre kendi renkleri yoktur. Cisimler Işığın belli dalga boylarını emer ve biri veya bir kaçını yansıtır ve bize yansıyan ışığın dalga boyuna göre renkler ortaya çıkar ve renkleri görmüş oluruz. İşte burada insanlar gündelik yaşamlarında renklere cisimlerin sahip olduğu yanılgısına kapılıp buna göre algıladıkları biçimde değerlendirmelere girerler. Oysa evren sanıldığı gibi bir yer değildir. Yukarıda ifade ettiğimiz şekilde siz o galaksiyi gördüğünüzde galaksinin milyarlarca yıl önceki geçmiş görüntüsü ile ışık yolu ile zamanda dolanık duruma geldiğiniz bilimsel çalışmalar ile tespit edilmiştir. Genlerin ayrı bedenlerde bulunup da akrabalar arasında nasıl bağ yaratığı da sanılanın ve basitçe algılananın ötesinde bir durumdur. Eğer canlılığa değinirken genleri ve genetik etkileşimleri önceleyecek ise ayrı bedenlerde yer alan genlerin nasıl etkileşip bağ kurabildiğini açıklamamız gerek. Bu genler bir biçimde evrenin dokusunda etkileşim kurabiliyor olmalı. Aksi halde bu bağın kurulmasının evreni tanıyan biri için mümkün olması mümkün değildir.
Canlılık olgusu evrende özel ve evrende ortaya çıktığı bölgeler itibariyle düşük entropili ve belki de ve muhtemelen evrendeki en düşük entropili ve en kompleks yapılar olması yönüyle termodinamiğin yasalarından entropinin evrende sürekli arttığı ilkesine aykırıdır. Canlılar aldığı besinlerle entropi artışına karşı koyan yapılardır. Ancak burada kilit nokta bir canlının ilk var olduğu anda maksimum düşük entropik bir durumda olarak var olup gelişim sürecinde de topladığı besinlerle entropiye süper bir direnç gösterip daha sonra ise entropiye yenilmeye başlamasıdır. Bu durumda canlılık evrende maksimum düşük entropik bir yapının ortaya çıktığı lokallik noktası olarak adeta fizik yasalarının (geçici olarak olsa da) tersine çevrilmiş bir süreçle var olup evrende daha sonra yok olmaksıdır. Çünkü canlılık büyük patlamadan itibaren genişleyerek dağılmakta olan evrende buna göre aslında toplanma noktalarıdır. Bu yapılar aldıkları besinlerle önce toplanmakta sonra ise evrendeki genel duruma uyum sağlayıp dağılmaktadır. Bu yönüyle evrende canlılık ilginç ve normal dışı olması nedeniyle anomali olarak görülebilecek çok özel bir olgudur.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.