Evet, bugün tükettiğimiz meyve, sebze ve diğer bitkisel ürünlerin besin değerlerinde geçmişe göre bazı farklılıklar bulunmaktadır. 20. yüzyılın başlarında, fabrika çiftliklerinin yokluğu, hayvan ürünlerinin daha sağlıklı olmasını sağlarken, hayvanlara büyüme hormonları, antibiyotikler veya genetik olarak modifiye yemler verilmediğinden et kalitesi bugünkünden daha yüksekti. O dönemde, organik tarım terimi mevcut değildi çünkü tarımda pestisitler ve kimyasal gübreler kullanılmıyordu; bu da ürünlerin doğal olarak yetişmesini ve bugünkü yapay olarak yetiştirilen ürünlerden daha fazla besin sağlamasını mümkün kılmaktaydı. Son 50 yıl içinde yapılan bir çalışmada, Teksas Üniversitesi'ndeki araştırmacılar 43 çeşit meyve ve sebzenin besin içeriğini analiz etti ve o dönemki değerlerle karşılaştırdılar. Vitamin C, vitamin B2, fosfor, kalsiyum ve demir gibi bazı temel besin öğelerinin miktarlarının artık daha düşük olduğu tespit edildi. Örneğin, 1950'de bir brokolinin içerdiği kalsiyum miktarı 130 miligram iken, bugün bu miktar yalnızca 48 miligramdır. Hızlı bitki büyümesi ve sık ekim teknikleri nedeniyle bitkiler, topraktan daha az besin almakta ve toprak aşırı kullanımdan dolayı yorgun düşmektedir. Organik olarak yetiştirilen mahsullerin bazı besinler açısından daha yüksek seviyelerde olduğunu gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Yayınlanan bir meta-analize göre, organik meyve ve sebzeler, elma ve havuç gibi, daha fazla sağlıklı fitokimyasal içermekte ve antioksidan açısından daha zengin olmaktadır. Ayrıca, yerel çiftçi pazarlarından alınan ürünler daha taze olup, uzun mesafeler kat etmedikleri için besin kaybına uğramaları daha azdır. Bu bulgular, geçmişle kıyaslandığında, günümüzde tüketilen bazı gıdaların besin değerlerinde azalma olduğunu göstermektedir.