Dinlerin doğuşunda insanın güçsüz bir varlık oluşu yatar.Doğa tarafından sürekli örselenen insan,kendinden daha üstün bir varlık oluşturup,ona tapınma ihtiyacı hisseder.İlk dinler böyle doğmuştur,mağaralardaki insanların anlam arayışı ve imdadına yetişen tanrılar,bu dinlerin temellerini atmışlardır.İnsanlar,kaplanın yiğeceği olmamak,besin bulabilmek için yarattığı tanrılara başvurmuşlardır.Dinler ekonomi ve coğrafyadan çok net bir şekilde beslenir.
Tarım Devrimi ile yerleşik hayata geçmiş olan atalarımız da tanrılara tapındı.İlk olarak animizme(Doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş[1]) sonrasında Politeizmdeki tanrılara ve son olarak da Monoteistik tanrılara.Bunların hepsi de insanların isteklerini karşılamak için ortaya çıktı.
Bu bilgiler ışığında soruya vereceğim cevap şudur:
Benzer coğrafyalar benzer ekonomik faaliyetleri,benzer ekonomik faaliyetler benzer ihtiyaçları,benzer ihtiyaçlar benzer istekleri.benzer istekler ise benzer tanrıları doğurur.Ne kadar uzakta olursanız olun,istekleriniz benzer ise tanrılarınızın da birbirine benzemesi beklenebilen bir durum olacaktır.
Örnek vermek gerekir ise
Antik Mısır Uygarlığında tarım birincil geçim kaynağı idi ve bu çiftçi toplumun büyük bi sıkıntısı vardı,Nil nehrinin taşması.Nehir taştığında ekinler bozuluyor,ülkeye kıtlık giriyordu.Bunun olmasını kendi çabaları ile engelleyemeyen insanlar, sorunarını çözmesi için kendilerinden üstün nehir tanrıları(Satet)na başvururdu.[2]
Bu bilgiyi de cebimize koyup Yeni Dünyaya doğru bir yolculuğa çıkalım.
Antik İnka İmparatorluğunu da tarımla uğraşan bir topluluktu haliyle bu ekonomik uğraşın getirdiği ve kendilerinin çözemediği sorunları çözmek için onlar da tanrılarına başvurdular.Ekinlerin heba olmaması, bolluk ve bereket gibi konular için Toprak Analarına (Pacha mama) dua edip Güneşin zamanında doğması için Güneşe tapınaklar yaptılar.[3]
Ama bunlardan farklı tipteki coğrafyalarda yaşayan ve buna bağlı olarak ekonomik uğraşları da istekleri de farklı olan Türkler farklı tanrılardan farklı dileklerde bulundular.
Yerleşik bir yapıda olmayan türkler için tarımın çok bir değeri yoktu,onlar daha çok avcılıkla uğraşıyorlar,hayvan otlatıyorlardı.Buna bağlı olarak,Toprak tanrısı veya Ekin tanrısına değil,Onlara bozkırlarda yol gösteren ulu bozkurtlara,tarımla pek ilgilenmeyen göktanrılara sahiptiler.[4]
Umarım argümanlarım yeterli ve açıklayıcı olmuştur.
Ek olarak konu ile alakalı güzel bir röportaj bırakayım : www.youtube.com/watch?v=Ers8l8JYIWA
Kaynaklar
- Yazar Yok. Animizm. (22 Mart 2020). Alındığı Tarih: 22 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Mısır Tanrıları. (22 Mart 2020). Alındığı Tarih: 22 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. İnka İmparatorluğu. (22 Mart 2020). Alındığı Tarih: 22 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Türk Mitolojisi. (22 Mart 2020). Alındığı Tarih: 22 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı