Burada düşmanlık diye tanımladığınız soyut olgu kişinin duygularına göre oluşur. Duyguların oluşmasında temel neden düşünceler olduğu için burada yabancı grubun dost veya düşman olarak tanımlanmasında yorumlamalar ve bakış açısı karar verir. Bu ikisinin sonucunda da dışarıdan gözlemleyebildiğimiz olumlu veya olumsuz aksiyonlar yani reaksiyon davranışları oluşur. Ve bu geçici olabileceği gibi duruma göre sürekli halede gelebilir. Ölümsüz varlık kısmı ise ikiye ayrılır biyolojik ve fiziksel ölümsüzlük olarak. Biyolojik ölümsüzlüğü yok edebilmek nispeten daha kolaydır. Biyolojik ölümsüzlük ideal koşullarda canlının yaşamasının devamlılığını süresiz ölçekte sağlanmasıdır. İnsan mesela tekil anlamda günümüzde ölümlü olmasına rağmen topluluk anlamında biyolojik olarak ölümsüzdür. Çünkü ideal koşullarda bir dişi ile bir erkek çoğalarak türün devamını sağlayabilir. Zaten evrimin kendisi topluluk anlamında biyolojik ölümsüzlük demektir. Fiziksel ölümsüzlük ise cansız maddenin devamlılığıdır. Yani bir anlamda sistemin kendisidir yani evrendir. İnançlarda bu ölümsüz varlığın farklı şekilde yorumlanmasına göre şekillenir. Fiziksel bir ölümsüzlük ise bütüncüldür kendi içinde hiçbir zaman yok edilemez. Öldü olarak yorumlanması sadece sonsuz bir biçimde yeniden form değiştirmesinden kaynaklanır. Birde hem tekil olarak hem topluluk olarak ideal koşullarda biyolojik ölümsüz topluluklar bulunmaktadır. Mesela ölümsüz denizanası hem tekil hem topluluk anlamında biyolojik ölümsüzlüğe tipik bir örnektir. Karşıt topluluğun ise yok edilebilmesi gerekli değildir kalıcı bir sonuç alamasanız bile sürdürülebilir bir savunma yapmanız türünüzün devamlılığı için yeterlidir. Şüphe ise bilgi eksikliği yani yeterli farkındalığın ve bilinmezliğin olduğu durumlarda ortaya çıkar. İki medeniyetten biri diğerine karşı üstünse veya sadece belirli alanlarda bu durum oluşmuş olsa bile normaldir. Kısaca sonucu durum ve şartlar belirler.