Öncelikle bipolar bozukluğu farklı tipleri vardır. Bipolar tip 1, ağır depresyon, mani (aşırı enerjili, aşırı uyarılmış) ve karmaşık evreler arasında döngüler yaşar. Bipolar tip 2'nin farkı ise mani yerine hipomani gözlenmesidir. Hipomanide ise uç tepkiler gözlenmez, yaratıcılık, konuşma hızı ve düşünceler artar.
Kontrol dışı davranışlar mani döneminde gözlenebirler. Bu nedenle tip 2 olanlarda ve depresif dönemlerde kontrol dışı davranışlar gözlenmez.
Mani döneminde ise çok artmış uyarılma nedeniyle hasta etrafına sataşabilir, artmış libido nedeniyle belirgin cinsel davranışlar sergileyebilir (eğer "kötü" davranışlar olarak kastettiğiniz bunlar ise mümkündür).
Ancak mani evresi içinde de bilincin tamamen yitmesi gibi bir durum yoktur. Bipolar bozukluğa sahip kişilerin, şizofreni hastalarındaki gibi gerçeklikle bağlarını koparmadıkları için, adli yükümlülükleri vardır. Kısacası bipolar bozukluğa sahip kişiler yaptıkları davranışlardan ve bunlardan doğacak sonuçlardan sorumludur.
Ancak, mani evresi psikotik atak sayılabilecek düzeye ulaşırsa ancak bu durumda hasta davranışlarındaki kontrolünü yitirir ve kontrol altında tutulması gerekebilir.
Özet olarak bir insanın bipolar bozukluğa sahip olması onun "kötü" davranışlarının sorumluluğunu üstünden kaldırmaz.
Ancak çevresindeki insanlar da o kişinin bipolar bozukluğa sahip olmasını suistimal etmemelidir.
Bipolar bozukluğa sahip kişiler yalnızca duyguları uçlarda yaşarlar. Çevrelerindeki insanlar için ise bu kişiler genellikle sadece fazla enerjik, heyecanlı, eğlenceli kişiler olarak algılanır. Bunun nedeni ise depresif evrede kimsenin o kişiyle iletişimde olmaması nedeniyledir. Bu nedenle de çevrenizde gördüğünüz o neşeli insandan öfke, kızgınlık veya üzüntü kaynaklı tepkiler almanız beklenmedik olduğu için bu tepkilerin "kötü" olduğunu düşünmeniz de olasıdır. Oysa ki bu tepkiler "normal" insanların her gün gösterdiği tepkilerdir. Karşınızdaki insanın tepkilerini nitelendirirken o kişiyi ne kadar iyi tanıdığınızdan emin olmanız gerekir.