Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Bu soru başka bir soruya yönlendirilmiştir: Evrim bilinci, aklı nasıl açıklar?
A B
A B
Üye
15

Bilincin evrim aşamaları hakkında ne biliyoruz?

Bilincin tam olarak tanımını yapabiliyor muyuz ve evrim sürecini nasıl inceliyoruz? Zihin felsefesi dışında sinirbilimsel olarak nasıl bir temeli vardır? Eğer bu konu hakkında tavsiye edebileceğiniz kitap varsa çok mutlu olurum. Teşekkürler.
5,906 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
5 Cevap
İhsan Doğu
İhsan Doğu
42K UP
Sinirbilim meraklısı
Orijinal Soru: Bilinç evrimi ile ilgili en çok kabul gören hipotez nedir?

Bilincin anlaşılmasının zorluğundan dolayı içkin olan bütün özelliklerini kapsayan yeterli tanımını yapmak bir hayli güç olsa da "bilincimizin", biliçin ne olduğunu algılamamıza izin verdiği kadarıyla bilincin, organizmanın içinden ve dışından gelen uyarıların farkında olma durumuna karşılık geldiğini düşünebiliriz. (1) Bu bağlamda uyarılara karşı farkındalık oluşumunun kazanılmasının kökenlerini takip edebiliriz.

Bilinç; ilk olarak muhtemelen hareketlerine yön verebilen ve böylece sahip oldukları lateral habenula beyin bölgesi sayesinde uyarıları algılayarak ödül arama dürtüsünün güdülemesiyle hareket etme davranışları ile iyi hissettirene doğru yönelerek yiyecek kaynaklarına doğru hareket eden ve kabaca medial habenula tarafından yönetilen kötü hissettirenden kaçma duyumsamalarına sahip olan okyanusta yaşayan, insan atalarını içeren omurgalı canlılarda 560 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. (2) Kambriyen döneminde bilinç, kazanılan görüş ile ilintili yapıya sahip olmuş ve sadece koku hisleriyle yiyeceğe yönelen canlıların bilincine boyut katmıştır ve daha sonra uyarıların odak merkezi olan tektum bölgesi ortaya çıkarak görsel hafıza fonksiyonları da oluşmuş olan hayvanların yürüme hareketlerini yaparken karşılaştıkları görsel bilgiyi karşılaşılacak görselliğe dair olan tahminleriyle karşılaştırmaya olanak tanımıştır. (3) (4)

Tüm Reklamları Kapat

İnsanların bilinci ise bu aşamalardan ve sonra edinilen kortikal beyin yapıları ve özellikle frontal lobların büyümesiyle gelişen biliş ile orantılı olarak gelişmiştir. (2) (3) (5)

1,150 görüntülenme

Kaynaklar

  1. A. Ardila. (2016). Is “Self-Consciousness” Equivalent To “Executive Function”?. American Psychological Association, sf: 8. doi: 10.1037/pne0000052. | Arşiv Bağlantısı
  2. A. Loonen, et al. (2016). Circuits Regulating Pleasure And Happiness: The Evolution Of The Amygdalar-Hippocampal-Habenular Connectivity In Vertebrates. Frontiers, sf: 17. doi: 10.3389/fnins.2016.00539. | Arşiv Bağlantısı
  3. M. Graziano. A New Theory Explains How Consciousness Evolved. (6 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 4 Mayıs 2021. Alındığı Yer: The Atlantic | Arşiv Bağlantısı
  4. G. Lemke, et al. (2021). Tectum. ISBN: 9780123750815. Yayınevi: Academic Press. sf: 751.
  5. G. Mashour, et al. (2013). Evolution Of Consciousness: Phylogeny, Ontogeny, And Emergence From General Anesthesia. PNAS, sf: 8. doi: 10.1073/pnas.1301188110. | Arşiv Bağlantısı
9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Rıdvan Arslan
Lise öğrencisi

Öncelikle bilincin evrimsel aşamlarını saptayabilmek oldukça zor.Bunun nedeni bilincin subjektif bir olgu olması şöyleki; bilinç beynin ürettiği bir şey ve muhtemelen de beyin öldüğünde sonsuza dek yok oluyor o yüzden evrimsel süreçte herhangi bir zaman aralığında ki herhangi bir canlının bilinçli olup olmadığını test edemeyiz (çünkü hepsi öldü bilinçleriyle birlikte )Ancak bu canlıların geriye bıraktığı kalıntılardan (bu her şey olabilir) bilincin evrimi hakkında bir takım tahminler yürütmek mümkün olabiliyor yani kısaca bilincin evrimi bir kara kutu gibi.( Öyle ki geçmişten günümüze kadar bilincin tanımı konusunda dahi çok ateşli tartışmalar yapılıyor ve yapılmakta ).Bilinç yüzyıllardır birçok filozof ve sinirbilimci tarafından anlaşılmaya çalışılmış zor bir problem.(hatta son yıllarda olayın içine fizikçilerde dahil olmaya başladı )Bilincin zor bir problem olması beyinde gerçekleşen fiziksel olayların(nöron etkileşiminin) nasıl olupta 1.şahış subjektif bir deneyim meydana getirmesi.Örneğin sana kırmızı bir ev düşünmeni istersek ve aynı anda beynini modern görüntüleme tekinkleriyle (MRI,fMRI) ile görüntülesek sadece birtakım böglerin aktif olduğunu görebiliriz ancak kırmızı evi hiçbir zaman beyninde bulamayız.Bu konuda daha detaylı bir alıntıyı aşağıya aynen yapıştırıyorum;

"Beyin fiziksel olarak bilinci nasıl oluşturuyor? Bu yetenek niçin ve nasıl evrimleşti? Felsefe Bilimi bu konuda oldukça fazla alanlarda ve kavramlarda yorum yapmaktadır. Ancak, net olarak pozitif bilimin bakış açısıyla cevap aramak en doğrusu olacaktır. Richard Dawkins; tartışmalı bir yorum yaparak, kültürel ve zihinsel evrim sonucunda ortaya çıkan inançları ve kültürleri, bilincin evrimleşmesinin bir sonucu hatta yan etkisi olabileceğini ifade etmektedir. Bilinç, sosyal olarak bir arada yaşayan canlıların bir ürünüdür. Arılar, şempanzeler de sosyal canlılardır. Bu nedenle evrim ağacının dallarında yer alan ve günümüzde yaşayan canlı türlerinin incelenmesiyle bilincin evrimini anlayabiliriz. Son zamanlarda, bilincin oluşması “ayna nöronlar”la (mirror neurons) ilişkilendirilmektedir. Ayna nöronlar, hem kişinin kendi eyleminde hem de başkasının eyleminde aynı şekilde aktive olurlar (birbakıma empatik davranış modeli denilebilir). İnsanlarda, makak maymunlarında ve ötücü kuşlarda kesin olarak belirlenmişlerdir. En fazla bilinenleri prefrontal kortex (karar verme) ve inferior parietal lob (konuşma ve dil desteği) bölgelerindekilerdir. Ayna nöronlar, belirli eylemleri gerçekleştirebilmek için evrim sürecinde adaptasyon sağlamak, diğerlerinin ne yaptığını anlamak, sosyal öğrenme, gözlemleme ve taklit yapmayı öğrenme için ortaya çıkmışlardır.Ayna nöronların aktive olmasıyla empati, konuşma, düşünme, his ve tecrübeyle birbirini takip eden bir süreç söz konusudur. Ayna nöronlar sayesinde, insan sadece kendinin değil, başkalarının eylemlerini de kayıt edebilir. Hatta diğerlerinin aklını okuyarak ilk adımı atabilme özelliği gösterebilir. Ayna nöronlar bilincin ortaya çıkmasında önemli bir aşamadır. Ayna nöronlar aracılığı ile olayların içsel yaşanması, hafıza ve düşünme tetiklenmekte, bilincin ortaya çıkmasıyla geleceği ön görmemiz mümkün olabilmektedir. Hatırlama ve geleceği tasarlama ile ilgili beyin bölgeleri aynıdır. Magnetoensefalografi ile yapılan bir çalışma, hafızayla tetiklenen karar verme eyleminin hipokampustan çıkan teta dalgalarının medial prefrontal kortekse ulaşmasıyla ortaya çıktığını göstermiştir. Descartes; vücudunu yokmuş gibi düşünebildiğini ama bilincinin yokmuş gibi düşünemediğini test ederek “Düşünüyorum, öyleyse varım” demiştir. Descartes; ironik bir şekilde bu sonuca ayna karşısında kendini gözlemleyerek varmıştır. Evrimsel süreçte ayna nöronların rolü yadsınamaz. Bir toplulukta varlığını sürdürebilmek için diğerlerini anlamaktan ziyade doğrudan taklit etmek daha elverişlidir. Taklit yapmayı öğrenme ve kültürel aktarım, insanların doğada dominant olmasını sağlamıştır. Varlığımızdan haberdar olmamız, dil evrimi ve inançların bilinç kazanması, dolayısıyla bilincin oluşması bu şekilde daha mantıklı görünmektedir.Bu bakış açısıyla şöyle bir soru akla gelebilir. Taklit etmekten ziyade sorgulayan ve anlamaya çalışan bir bilinç; sosyolojik evrimde bir mutasyon olarak görülebilir mi ve bu tür mutasyon evrimsel gelişimin ateşleyicilerinden olduğuna göre ileride ne kadar uyum sağlayabilir? Beyinde bilincin ortaya çıkması ve evrimleşmesi ile ilgili son birkaç yıldır bilimsel çalışmaların ve hararetli tartışmaların olduğu bir diğer konu ise “Mikrotubül Kuantum Vibrasyonları”dır. Bu konuya aşağıda değinilmiştir: Hücre sitoplazmasının iskelet yapısında önemli rol oynayan mikrotübüller, protein dimerlerinden (alfa, beta) oluşur. Flajella ve siliaların yapısında da bulunurlar. Hücre içi transportta, kromozom ayrılmasında (mitoz) ve birçok hücre içi reaksiyonda rol oynarlar. En ilkel canlıdan (tek hücreliler), karmaşık beyin yapımıza kadar tüm biyolojik yapılar içinde bulunurlar. Alzheimer hastalığında, tau protenlerinin dejenerasyonuyla mikrotübüllerin yapısının bozulduğu ve buna bağlı bilinç değişiklerinin geliştiği bilinmektedir. Mikrotübüllerin kuantum vibrasyonları sayesinde ortaya çıkan bilinç çalışmaları, son zamanlarda hız kazanmıştır. Mikrotübüler dimerlerin manyetik alanları üzerinde yapılan teorik fizik kuramları laboratuvar çalışmalarıyla desteklenmektedir. Kuantum vibrasyonlarının (Orchestrated Objective Reduction=Orch OR), nöronların hafıza depolayan mikrotübüllerinde ve sinaptik impulslarda ortaya çıktığı ve düzenlendiği düşünülmektedir. Kuantum uyumu (Quantum Coherence); fotosentezde, kuşlardaki beyin navigasyonunda, koku yollarında ve beyin mikrotubüllerinde başarılı bir şekilde gösterilebilmiştir. Anirban Bandyopadyay (Japonya) ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) çalışmalarında; ileri teknoloji EEG kayıtlarıyla derinlerden gelen mikrotübüler vibrasyonlar tespit edilebilmiştir. Bilincin mikrotübül kuantum uyumuyla ortaya çıktığı ile ilgili çalışmalar farklı disiplinlerde tekrarlayan araştırmalarla sınanmış ve aksi ispat edilememiştir. Mikrotübüllerin ilkel tek hücrelilerden kompleks canlılara kadar olan yapılarının incelenmesi, bilincin evrimsel gelişimini anlamamıza daha da yardımcı olacaktır. Bu derlemede evrimin tüm aşamalarını tartışmaktan ziyade beyin ve bilincin ortaya çıkmasıyla ilgili temel geçişler ve kavramlar üzerinde durulmuştur. İnsan beyni; kuşaklar boyunca daha fazla anlama ve farkındalığa ulaşmaktadır ve bu süreç devam etmektedir. Bu sayede gelişmekte olan teknoloji ile ortaya çıkan kavramlar her yeni nesilde daha da anlam bulacaktır."

Tüm Reklamları Kapat

Bilinç hakkında bir kaç kitap tavsiyesi;

1-)Bilinç kullanma kılavuzu (Adam Zaman)

Tüm Reklamları Kapat

2-)Bilinç üzerine konuşmalar (Susan Blackmore )

3-) Bilinç ve Beyin (Stanislas Dehaene)

1,288 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Bilicinin Evrim . (7 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 7 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Mandalorian Software
bilincinevrimi
Orijinal Soru: Gözlerimi neden 1998'de açtım? Bilincin evrimi nasıldır?

Öncelikle gözlerinizi 1998 de açtıgınız bu Bilincin konusu değildir . Örneğin Doğdugunuz Ülkeye göre farklı takvimler olursa Örneğin 1991 de Doğdum diyecektiniz . Yani bu bilinçle alakalı bir durum değil . Sadece bilinç etrafındaki durumları algılar . Örneğin 1998 de Doğdugunuz bu Etrafınızdaki koşullara göre bilincinize aktarılır .

Bilinç, deneyimlediğiniz her şeydir. Kafanızdan atamadığınız o şarkıdır, çikolotalı musun tatlılığıdır, dişteki zonklayan ağrıdır, çocuğunuza duyduğunuz coşkun sevgidir ve tüm duyguların zaman içinde sona ereceğine dair o meşum bilgidir.

Tüm Reklamları Kapat

Yani bilinç beynin evrimi sırasında ortaya çıkmıştır . Beynimizdeki nörol bağlantılar Hafıza neticesinde Bilinç oluşmuştur Zeka karar verme Mekanızmaları gibi . Yani beyinle dogru orantılıdır . .

Bilincimiz nasıl Evrimleşti Daha Detaylı bilgi almak istiyorsanız : https://evrimteorisionline.com/2011/04/25/bilincimiz-nasil-evrimlesti/ bu adresten bakabilirsiniz .

141 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (12 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 12 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yok Yok
Kavramsal araştırmacı doğa bilimleri
Orijinal Soru: Evrimde bilinç ve bilinçsizlik arasındaki boşluk bilimsel olarak nasıl doldurulabilir?

Merhaba lotte.

Bilinç, bilincin bir evrim aşaması var ve buna zamanın döngüsü eşlik etmesi ile günümüz bilinci ile buna "gelişmişlik" denmekte. Ancak bilim ve bilime bağlı kişiler gerçekten bilincin neden ve nasıl var olduğunu açıklayamıyor olması şunu göstermekte " bilinç genetik yani atomsal incelene bilir değilse, peki ne? "

Tüm Reklamları Kapat

Düşünmek ve düşünceyi oluşturmak firçanın tuval ile buluşması gibi, yani bilinç madde yi kullanması ile varlığını kanıtlar. Ancak bilinç zamana eş paralellik faaliyetinde senkronizedir ve buna göre kuantum zamansızlık döngüsünde ileri geri hallerin de olduğu için incelenemez! Bu konuya dair tatmin edici cevaplar bulamaman gayet normal, çünkü insan "var-oluşu" henüz bilmemektedir, evrimsel olarak şimdilik. Ancak mevcut herşeyin mutlak cevapları var ve bilinç bu şey-leri düşünürken unuttuğu bir şey var! Hani aynaya bakarsın ve kendini görürsün, ancak aynaya bakarken ve varlığını kanıtlayan şey zaman sekronudur. Aynaya bakıldığında her bir önceki unutulur! İlk aynaya bakılan günü kim hatırlar? Yani bedende mevcut bilinç enerji -seldir ve varlığını zaman paradoksu ile yansıtır...

...biraz karmaşık oldu ancak hepsi bilincin düşünüp birleştirmesi ile...

433 görüntülenme
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
182K UP
Bilim ve felsefe okuru
Orijinal Soru: Düşünsel evrim nasıl olmuştur?

Bilincin ortaya çıkışı herşeyden önce dil yeteneğimizin gelişimi ile olmuş görünüyor. Tabi bu durum biyolojik olarak da bir dil yetisi edinme alt yapısını gerektiriyor. İşte bu noktada işler biraz belirsizleşiyor. Çünkü diğer canlılarla bu konuda aramızda uçurum olduğu anlaşılıyor. Örneğin insana en yakın türlerden sayılan şempanzeler üzerinde yapılan deneyler göstermiştir ki yetişkin bir şempanze bile 2 yaşındaki çocuğun edindiği dil yeteneğinin bile çok çok gerisinde kalmaktadır. Üstelik daha da şaşırtıcı olanı dil edinme yetisinin evrimsel semada bize uzak olan kuşlar ve böceklerde daha yakın olan primatlara göre biyolojik olarak daha fazla benzerlik taşıması. Ünlü Amerikalı dilbilimci Noam Chomsky bu durumu dil bakımından biyolojik olarak şaşırtıcı ve beklenmedik şekilde yalıtılmışlık olarak niteliyor.

Dile dair araştırma yaparsanız Bilincin veya düşünselliğin evrimi açısından insanı farklı kılan şeyin dil yetisi edinme yetenegiyle doğrudan ilgisi olduğunu anlarsınız. Çünkü dil dış dünyaya dair nesnelere atanmış bir temsil ilişkisini sağlayarak düşünsel soyutlama yapmamızı sağlayan temel faktör. Yani dil sadece bir iletişim aracı olmaktan çıkıp düşünebilmemizin temel unsuru haline dönüşüyor. Çünkü bu kelime ve kavramlar bir nevi düşünsellik açısından kodlama işlevi görüyor. Bu nedenle bilincin evrimini anlamak için ilk önce dil yeteneği nasıl ortaya çıkmıştır sorusuna cevap aramak gerek. Ancak bazılarının düşündüğü gibi konu sadece sesler çıkarmaya dayanmıyor. Çünkü beyinde dil edinme yetisinin sağlayan biyolojik evrim olmadan sadece sesler yoluyla bu durumun ortaya çıkamayacağı anlaşılıyor. Ancak yukarıdaki biyolojik yalıtılmışlık olarak ifade edilen tablo da işte bu noktada işleri karıştırıp çıkmaza sokuyor gibi görünüyor. Bu durum biraz dil yetisinin daha çok insan türleri arasında "yalıtık" bir evrim süreci geçirmiş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Bu da insan türleri arasında doğadaki anlamsız ses taklitlerinden başlayan sürecin ( örneğin nesne vurma veya kırılma seslerinin taklidi gibi mesela 'tak' 'çıt' gibi tabi bunlarin daha ilkel taklitleri) giderek beyinde nesilden nesile gerçekleşen biyolojik evrimle çok kompleks bir duruma dönüştüğü anlamına gelebilir. Tabi bu durum ses taklitleri yoluyla beyinde biyolojik evrimin de başladığı, daha sonra taklit edilen kelimelerin giderek nesilden nesile daha artarak çeşitlenmesi ile gittikçe daha kompleks hale geldiği anlamına da geliyor. Bu açıdan ses taklidi ile başlayan sürecin dil edinme konusunda beyindeki biyolojik evrimin bir nevi 'çevre' unsuru olduğunu söyleyebilmek mümkün. İletişim açısından avantaj sağlayan bu durum da evrimin yönünü bu konuda belirlemiş olabilir. Ancak bu gelişme hangi aşamaya gelince bilincin ortaya çıkmasını sağladı sorusu yine belirsizliğini koruyor. Çünkü sadece bu durum tek başına bilincin ortaya çıkmasını sağlar mı belli değil. Çünkü bilinç denince işin içine farkındalık unsuru giriyor ki bu bambaşka bir konu.

Tüm Reklamları Kapat

199 görüntülenme
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close