Bilim etiğini olumlu yada olumsuz etkilemesi şahsen öznel bir durumdur. Çünkü bildiğim kadarıyla bilim etiğinin bir kitabı yada anayasası bulunmuyor. Ben bilim etiğini belli noktalarda umursamayan birisi olarak bu yazıyı yazmak istedim.
Bilim etiği açısından çoğunluğun olumsuz gördüğü olayların insanlık tarihi açısından büyük önemi vardır. Asıl bu zamanlardaki gelişimler(başlangıçlar) bilimi bir adım öteye taşır. Her zaman insanoğlunu aynı ortamda tutarsan gelişimde bu derece düz olur. Dünya üzerindeki en büyük örnek yeni dünyanın aztek ve inka toplumları olabilir. Her millet ortama uygun gelişimler gösterir. Yeni dünya yöreleri belli bir alanda yaşamış bize soyut bir toplumdur. Yeni dünya ortamının küçüklüğünden kaynaklı olarak yaşanan ortam hep stabildi ve bu yüzden gelişimde belli bir doğrultuda oldu.
Dünyadaki önemli bilimsel reformların I. ve II. dünya savaşında gerçekleştiğini gözüm kapalı söyleyebilirim. Motorlu araçların yaygınlaşması, bilgisayarlar, uçak teknolojisi, jet teknolojisi, atom teknolojisi... Gerçekten çok fazla örnek bulunuyor.
Sonuç olarak bilimin gelişmesi için farklı ortamlara sokulmalıdır. Ortam yada şartlar ne kadar etik olmasa da bu zorunludur. Bu yüzden bilim etiği kavramını kullanmayı ve onu bir sabit, sınırlayıcı olarak kabul etmeyi reddediyorum.