Nesnel= Yeşil Pasaport
Bilimin gerçeği nesneldir. Kişiden kişiye değişmez. Sınanabilir, gözlemlenebilir, doğrulanıp yanlışlanabilir. Ölçülüp tartılabilir. ve nihayet belirli bir süre için "sınavı geçmiş ve herkesçe kabul edilen, pratikte karşılığı olan" Hakikat ismini alır.
Onu güvenilir kılan da bu zaten. Hakikat adını almasının sebebi de…(Hakikat; Arapça kökenli bir kelime olup " HAKİKA" (gerçek) kökünden türetilen ve bu kavramın "T" çoğul eki alarak gerçekler-gerçeklik şeklinde pratikteki somut karşılığına tekabül eden bir kavramdır.. Felsefedeki kullanımı daha esnektir ve bence ulviyet üzerinden abartılarak özünden uzaklaştırılıp karmaşıklaştırılan bir kavramdır.)
Bilim bununla da yetinmez. Evrenin devinen yasaları gereği devinmek ve değişmek zorunda olduğunu bilir ve bu yüzden kesinliğinden hiç kimsenin kuşku duymadığı, kendi koyduğu kurala bile “acaba” diyecek kadar bu kurala ve tabii olduğu olay ve olgulara bilimsel kuşkuculuk ve diyalektik çerçeveden bakar.
Bizim öznel bakışımız bu sınavlardan geçiyorsa ne ala. Ki öznel olma vasfından nesnel olma çıtasına yükselmiş demektir ve hakikate bir adım daha yakın.
Fakat geçemiyorsa, gerçek olma vasfına erişememiş demektir. Hal böyleyken ve biz öznel bakışımızı nesnel bakışın yerine ve hakikat olarak konumlandırmaya kalkışırsak, aynı şeyi dışımızdaki milyarlarca insana tanımış oluruz ki; ortada birbirinden tamamen farklı milyarlarca hakikatin olduğu bir kapıyı aralarız ki, orada sadece karmaşa hakim olur.
Oysa bugünkü medeniyetimiz ve içerdiği sağlıktan eğitime, kimyadan teknolojiye, fizikten uzay bilimlerine ve nicesine değin her şey, nesnel ve ortaklaşılan “geçici” gerçeğin ürünüdür. Pratikteki karşılığı, bu pratik sınavı verebildiği sürece hakikattir.
Bunların hepsinden bugün, hem de hemen vazgeçmeye ve ağaç dallarında konaklamaya varana dek gerilemeye hazır isek, öznel olanı egemen kılmakta hiçbir sorun yoktur. Fakat hazır değil ve doğru da bulmuyor isek, ortaokul 5. Sınıf sosyal bilgiler dersinin ilk konusu olan olgu (nesnel olan ile ) ve görüşü (öznel olanı) doğru konumlandırmak ve buna göre yaşamı kurgulamak boynumuza vazifedir.
Sığ anlamı ile “Gerçek” elbette hem nesnel ( Bizden bağımsız olarak) hem de öznel (bize tabii olarak) olabilir. Ancak arada çok ince bir nüans farkı vardır. Öznel olan “gerçek” sadece bize yansıyandır ve bizle başlayıp bizle biter, sınanamaz, sınırı biziz ve ötesine geçiş vizesi yoktur. Oysa nesnel olan “gerçek” herkes için geçerli olandır ve bu yüzden sınavı geçtiği an hakikat adını alır. Onun pasaportu yeşildir…
Bu, aynı zamanda sorduğumuz soruya yönelik olarak bilimin bize gerçeği arayışta , "birlikte yol yürüyeceksek" diye başlayan ve "sözleşmemizin içeriği budur" şeklinde devam eden cevabının özetidir. Sevgiyle...