Biyolojik zemine baktığımda, güdü ve duygular sürüngen beyin ve limbik sistemin kaynak olduğu vazgeçilmezlerdir. Korteksin sürekli olarak bu kaynaklardan gelen verileri işleyip değerlendirmesi gibi temel bir işleyişin, teknoloji gibi dış bir uyaranla değişmesini beklemek çok gerçekçi olmaz. İnsan türü, birebir yüzyüze ilişkilerinde daha fazla etkileşime geçmekte, daha yoğun etkilenmektedir. Ancak bu teknolojik vasıtalarda da devam etmekte. Gelen bir metin mesajını okuduğunda kişi bundan duygusal psikolojik yorumlar çıkararak etkilenmekte. Sonuç olarak biyolojik zemin çalışmakta. Evrimsel değişimler, çevresel şartlara göre gerekiyorsa TÜR BAZINDA oluşur. Ve türe ait bireylerin algılaması için mümkün olmayan uzun sürelerde gerçekleşir. Teknolojinin hızlı gelişimi tabii ki başta kültürel evrimi ve biyolojik evrimi etkileyecektir. (bu gerçekleşene kadar başka büyük faktörler devreye girmezse) Çünkü evrim teknoloji olmasa da devam eden bir süreç. Tekil bir dış uyaran bazında, evrimini komple etkilenmesini beklememek gerekir. Ayrıca bilinç seviyesi belli bir kritik noktayı aşmayan komünler, genellikle elde ettikleri teknolojik gelişimleri kendi yok oluşlarına kullanırlar. Bilinç gelişiminin olmadığı alan, yok oluşu çağırır. Çünkü elde edilmiş gelişim, onu hakeden bilinç alanına aittir. Çocuk ve yetişkin farkı gibi, düşük seviyedeki bilinçler, elde ettikleri gelişimleri tekamüllerine kullanmayı bilmedikleri için, yok oluşlarını hızlandırırlar.