Patetik yanılgı; iç dünya ile dış dünya arasındaki ayrımı bulanıklaştıran bir duygusal taşkınlık, cansız varlığı insanileştiren duygu yapmacıklığıdır (Gürbilek, 55).[1] Apatetik yanılgı ise insani olanı çoktan taşlaştırmış bir duygusal matlık, tarafsızlığı umursamazlığa varmış bir nesnellik, bir bakıma biçimin içeriğe kayıtsız kalmasıdır.[1] Patetik yanılgı şeylerin kişileştirilmesiyle eğer, apatetik yanılgı kişilerin şeyleştirilmesi olmalıdır.[1] Patetik yanılgı doğanı insanileştirilmesiyse, apatetik yanılgı insanın doğallaştırılması , tıpkı deniz gibi, tıpkı demir gibi doğal kabul edilmesidir.[1] Patetik yanılgı cansız doğayı duygudan görünmez kılıyorsa, apatetik yanılgı duyguyu görüş alanımızın tümüyle dışına çıkarıyor, bilgiyle duygusal bir ilişki kurmamızı hepten imkansız kılıyordur.[1]
Patetik ve Apatetik yanılgı kavramları hakkında detaylı araştırma yapmak istiyorsan Nurdan Gürbilek'in Mağdurun Dili adlı eserinin 2. bölümü olan "Acı anlatılabilir mi?" adlı bölümü okumanı öneririm. Bölümde Oğuz Atay'ın apatetik ve patetik kavramlarına olan görüşleri de özetlenmiştir.
Kaynaklar
- N. Gürbilek. (2007). Mağdurun Dili. Yayınevi: Metis. sf: 55.