Güzelliğin ve estetiğin net bir formülü yok bildiğimiz kadarı ile. Bu çok uzun ve derin bir konu. Temel olarak estetik ve güzellik, insanda hayranlık ve beğeni duygusu yaratan demektir ve bu insandan insana, dönemden döneme, farklı sanatsal akımların sanat dünyasına hâkim olmasına, tüm bunlara ek olarak da bilimsel, felsefi, politik, ekonomik, sosyal sayısız konunun etkisi ile dönemin ruhu dediğimiz kavrama bağlı olarak değişen bir şey. Bu nedenle de güzel ve estetik olanın net bir kıstası yok.
Altın oran meselesi ise gayet evrimsel ve açıklaması basit bir kavram. Simetri ile bağlantılı olarak altın oran, görünüşte bir düzeni, düzgünlüğü ve aslında gayet kusursuzluğu hissettiren bir durum. Bir insanın yüzünün iki yarısı birbirine ne kadar benzerse o kişi o kadar algılaması basit, net, karmaşıklıktan uzak ve kusursuz görünür. Bu da genetik olarak kusursuzluğu hissettirir ve üreme dinamiklerine etki eden bir genetik miras bırakmak için doğru gen algısı uyandırır.
Bu iki konu ile ilgili olarak, simetrik olan her zaman daha düzgün, düzenli, kusursuz, sorunsuz görünür ve bu hissi yaratır ama bu durum illa güzellik anlamına gelmeyebilir. Her güzel olan da illa simetrik ve altın oranlı demek değildir. Bu iki kavram bağlantılıdır, aynı başlık altında konu edilebilecek olgulardır ama birbirleri ile aynı şey değillerdir.