Konunun ahlak ile hiçbir alakası yok!
Denge-çıkar-denge…
Özeti de şudur: Dünyada egemen ekonomik sistemin adı (ki alt yapıdır) kapitalizm. Geldiği aşama, aşamadığı krizlerin bir sonucu olarak küresel ölçekte emperyalizm, yerellerde ise Faşizmdir.
Her ikisi de kendinden başkasına yaşama şansı vermez. Kendisinden kasıt burjuvazidir. Yani emeği sömürüp onun üzerinden tahakküm kuran sınıfın adı.
Normal, kriz geçirmediği zamanlarda dünyayı göreli demokrasi ile yönetir ve sanki yoksul, emekçi dünya halklarını, kendi kaderlerini kendileri tayin ediyormuş yanılsaması ile kendine yedekler.
Kriz zamanlarında ise bu işi zora dayalı olarak işbirlikçilerine havale eder ve sahte burjuva demokrasisinin makyajı akar, açığa açıktan faşizm çıkar.
Bazen de işler istediği gibi gitmez. Bu sefer de olaya kendisi doğrudan el atar. Savaş, iç savaş, darbe ve doğrudan askeri müdahale sıralı araç ve argümanları olur.
Bugün dünyanın nice yerinde olduğu gibi Suriye’de, Filistin’de ve genel olarak Ortadoğu coğrafyasında olan budur.
Bölge halklarının değil sessizliği, aksine buna aparat oluşları da ne yazık ki emperyalizmin psikolojik harp argümanlarının, bölge halklarını din, dil, ırk, mezhep ve nice yapay araçlar ile bölüp birbirine düşmanlaştırmasından ve yeri geldiğinde de, Suriye’de olduğu üzere, kırdırmasındandır.
Emperyalizmin dini imanı, dayanağı kapitalizmin dini imanıdır ve paradır. Felsefesi pragmatizmdir ve çıkarı için her yolu mubah kılar. Merkezinde ne insan ne de doğa olmadığından, insana ve yaşadığı doğaya bağlı olarak evrimleşip günümüze gelen ahlaki hiçbir değer de yer almaz. Sevgiyle…