Ahlakı sistematik olarak ele alarak, bireyin davranışlarının iyi ya da kötü olarak değerlendirilmesini araştıran felsefe dalına etik yani ahlak felsefesi denir. Etiğin kuruluşu M.Ö. 4. yüzyıla rastlamaktadır. Ahlak felsefesini ciddi ve kapsamlı olarak ele alan ilk kişi Sokrates'tir. Sokrates'in dile getirdiği ahlak değerleri, evrensel ölçüde iyi, "tümel", kalıcı, her durum ve zamanda geçerli, tekil olaylarla değişmeyen kavramlardı. Ölçülü olmak, yardımseverlik, yüreklilik, doğruluk, adalet, yasaya itaat gibi değerler, onun varlığına inandığı evrensel değerlere verilebilecek örneklerdendir.
Ahlakın varlığına eski çağlarda Ur-Nammu Kanunlarınında rastlıyoruz. Ur-Nammu Kanunlarından günümüze kadar ahlak öğretileri mevcuttur. Kral Ur-Nammu'ya atıfta bulunulsa da bazı tarihçiler onu Ur -Nammu'nun oğlu Shulgi'ye isnat ederler. Ahlak felsefesinde, evrensel ahlak yasasının mümkün olduğunu söyleyen filozoflarda bulunmaktadır.

Dünya medeniyetinin beşiği olan Mezopotamya, aynı zamanda ilk yazılı hukuk kuralarının oluşturulduğu bölge özelliğini taşımaktadır. Mezopotamya’nın yazılı hukuk metinleri incelendiğinde, burada oluşan siyasi erklerin geniş halk kitlelerini itaat altında barındırabilmek ve hükmetmek amacıyla toplum tabanında bulunan “dini kuralları” siyasi bakış açısıyla harmanlayarak hukuk maddelerini tanzim ettikleri anlaşılmaktadır. Burada ahlak, din ve toplumu düzene sokacak yazılı kanunları görüyoruz.
Kaynaklar
- yusuf kılıç, et al. Eski Mezopotamya Hukukunda Dini Normlar. Alındığı Tarih: 17 Kasım 2023. Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı