Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Evrim Aydın
Evrim Aydın
22K UP
Üye 22 Mayıs 2023 6 Cevap
7

Ahlak çağdan çağa değişir mi? Neden?

1,538 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
6 Cevap
Görkem Öge
Toprak Mühendisi 23 Mayıs 2023

Ahlak çağdan çağa, toplumdan topluma değişir. Çünkü toplumların üzerinde yaşadıkları dönemler ve coğrafyalar farklı yaşam alışkanlıkları, hayatta alma ve üreme dinamikleri ortaya çıkarır. Bu dinamikler de insanları bir arada tutan doğruların değişmesine yol açar. İskandinavya'daki, Latin Amerika'daki, Avustralya'daki, Güney Afrika'daki yaşamlar farklı. O nedenle o insanları hayatta ve bir arada tutan şeyler de farklı. Aynı şekilde İlkel Çağ'daki, Orta Çağ'daki ya da günümüzdeki yaşam dinamikleri de farklı. Yine bu dönemlerdeki insanları hayatta ve bir arada tutan şeyler de farklı.

Kısaca böyle.

Tüm Reklamları Kapat

107 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Barış Gök
Felsefe meraklısı 25 Haziran 2023

Ahlak çağdan çağa değişebilir çünkü nesil devamlı yenilenir ve bunun sonucunda zamanla algılar, beğeniler ve görüşler değişir. Geçmişe baktığımızda da görürüz; artık onların ahlak anlayışından, zevklerinden ve görüşlerinden tamamen farklı davranıyoruz. Mesela eski arapların yeni doğan kız çocuklarını diri diri kumun altına gömme adetlerinden vazgeçmeleri buna bir önerktir, artık bu bize ahlaksızca ve akılsızca geliyor değil mi? Ama önceden böyle görülmüyordu, buna ek olarak daha bir çok örnek verilebilir ama bu sorunuz için yeterli sanıyorum.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esra Kabasakal
Felsefe öğrencisiyim 28 Mayıs 2023

Ahlağın nasıl oluştuğu ve ne kadar değişebileceği konusunda size Emile Durkheim'dan Ensest Yasağı ve Kökenleri eserini tavsiye ederim. Ahlaksal yargıları nasıl oluşturduğumuza dair önemli fikirler verebilir. 88 sayfa hemen bitirilebilir, kabile hayatından gelen ahlaksal yargıların temelindeki hurafeler şaşırtıcı. Ahlak çok ilkel kökenleri olan bir kavramdır ve genellikle hurafelere dayanır, bilimin ilerlemesiyle hurafeler yok oldukça ahlak kendini revize etmek zorunda kalır. Bunu derinden hissedebileceğiniz bir eser.

Kaynaklar

  1. É. Durkheim. (2019). Ensest Yasağı Ve Kökenleri. ISBN: 9786059460743. Yayınevi: Pinhan Yayıncılık.
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İlber İlber
İlber İlber
66K UP
Öğrenciyim fizik kimya matematik ve biyoloji bilgim iyi. 28 Mayıs 2023

Bu konuya örnekle açıklık getirelim antik Yunanca bir erkeğin farkettim eden birşey çalması iyi bir şeydi günümüzde ise bu hırsızlık ve kapkaççılar olarak nitelendirilen kötü ve ahlaksız bir durum ahlak ödev ahlakı(Kant) ile ve görelilikle açıklanabilir bir durum ve bu durumlarda etkin olan kurallara göreli uygunluk ön planda dır.ve ahlak insanların bakış ve görüş açılarına göre değişir bakış ve görüş açıları ise zamanla değişir.

Tüm Reklamları Kapat

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
183K UP
Bilim ve felsefe okuru 28 Mayıs 2023

Bünyenizde tiksinmenizi ne ve hangi mekanizma sağlar. Tiksinmek derken bir yemekten yada bir ahlaki olmayan davranıştan. Hal böyleyken ahlakın nesnel temeli yok demek anlamlı değildir. İnsan eti yemekten tiksinirsiniz örneğin. Yada kötü bir film karakterinin yaptıklarını da 'iğrenç' bulursunuz. Bunlar arasındaki bağlantı yok mu dediniz acele etmeyin.

Bu iki tiksinmek arasında fark nedir, var mıdır ve fark varsa bu farkı ney yaratır. İnsana (insandaki anlamlara) dair aradığımız herşeyin kaynağı evrendedir. Aydınlık ve karanlığı bize evren ögretir. Aydınlık ve karanlığın bilincimize yansımasıyla bilimin 'aydınlığı' ve cehaletin 'karanlığından' bahsederiz. (Bu evrendeki deneyimler bilincimizde de aydınlığı ve karanlığı yaratmış olur.) Evrendeki aydınlığı ve karanlığı deneyimlemeden, bu tanımları ve kavamları üretmeden, zihnimizde bu kavramlara ulaşan anlam temeli oluşmadan bilimin aydınlığından da cehaletin karanlığından şeklinde bir nitelemeden de bahsedemezdik. İnsanlar içlerindeki iyinin ve güzelin ışığından bahsederler daha ötesi bunu bünyelerinde hisseder, yaşarlar deneyimlerler, iyi olan onlara bunları yaşatır ama bunun kaynağı yeterince sorgulanmaz. Aynı şekilde doğa (biyolojimiz) bizim genler yolu ile tiksinmemizi sağlamasaydı tiksinme diye bir olgu ortaya çıkmazdı. Biz de bunun alakalı bir biçimde ahlaki olmayan bir davranıştan da tiksinemezdik. Yani burada somuttan (dış dünyadan) soyuta (bilince) giden bir süreç söz konusudur. Kendimizle, bünyemizle ilgili tüm tanımlamalarımız, tariflerimiz evrendeki deneyimlenen karşılıkları ile anlam bulmuşlardır.

Bünyemiz tiksinir, bu özelliği taşır ama neyden tiksineceğimize bilincimizin geçtiği aşamalar karar verecektir. İşte bilincimizin geçtiği aşamalar kısmında çağ ve toplum (o çağ veya toplumdaki ahlaki bilginin ne olduğu) devreye girer. Nerde nasıl yetiştiğiniz zihninizin hangi ahlaki kurallar ile eşleştiği bünyenizde zaten mevcut olan tiksinmenin (tiksinmeye dair mekanizmanın) neye dair olacağını belirler. Beynin kritik evrelerde geçtiği süreçlerin ve erken evrelerin sanmayın ki biyolojik bir yazılıma dönüşme mekanizması yoktur diye. Bu vardır ve biz buna 'bilinçaltı' diyoruz. Köpek yemenin normal olduğu ve anormal olduğu yerler vardır. Anormal olduğu yerlerde siz tiksinirsiniz, burada beyninize yerleşen yetişme biçimi (bilgi) gerekli biyolojik mekanizmayı oluşturarak sizin gerçekten tiksinmenizi sağlıyor mu sağlamıyor mu bu önemlidir ve bilinciniz de geçtiği evrelerle bunu sağlamayı evet başarıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Kuduz virüsü bedeninize girerse beyninizi etkiler ve virüs kendi genetik malzemesi yoluyla çoğalmak ve başka bedenlere geçmek için konakladığı canlıda ısırma isteği oluşturur. Genleriniz enses ilişkinin kaçınmanız için sizi bundan tiksindirebilecek etkiyi oluşturabilir. Yada kendi türünüz olan bir insanın etini yemekten tiksinmenizi sağlayabilir. (Üstelik bunu da nesilden nesile aktarılan bilgi yolu ile biyolojik bir mekanizma çerçevesinde (yani biyolojinize işleyerek) yapabilir. Tıpkı gözünüze yaklaşan cisim nedeniyle reflekssel bir tepkiyi beyninizin kendiliğinden oluşturmasına dair bunun biyolojik mekanizması nasıl oluşup nesilden nesile aktarılıyorsa diğeri de aynen gerçekleşebilir. ) Kısacası çok derine inerseniz bırakın toplumu çağı evrende ne zaman var olduğunuz bile ahlaki halinizı belirlemiş olur. Burada geçmişe doğru gittiğiniz de türlerin bir anda diğerine dönüşmemesi nedeniyle hiç bir türün bir diğerine dönüştüğü anı geçmişte bulamayacak olmanız ama buna rağmen bugün kozmik ölçekte şuanda var olmanız nedeniyle tür tanımlaması yapmaya benzer bir manzara ile karşılaşmanızla aynı durum vardır. Şuanda kozmik ölçekte var olduğunuz an olarak gördüğüz manzara geçicidir kesintisiz bir sürecin eseridir, hala da süreçler devam ediyordur ama sizin var olduğunuz an gördüklerinizi yine de belirleyecektir. Yani enses ilişkiden tiksinmeye dair genler nesilden nesile oluştu ve bugüne geldi ise siz de bugün ona dair tiksinme durumunu deneyimleyip yaşayacaksınız demektir. Kozmik ölçekte 'nerede' hangi anda doğduğunuz da ahlaki dediğimiz özelliklerimizi bu anlamda belirler ve etkiler. Yukarıdaki örnekle henüz göz kapatma refleksi oluşmadan da var olmuş olabilirdiniz. Ama nesilden nesile bu oluştu siz de doğdunuz ve bu özelliğe dair genetik gerekli mekanizma size de beyniniz yolu ile aktarıldı. Dikkat edin bu refleks sonradan öğrenilmez. Bilinçaltı olarak ifade ettiğimiz bir biçimde beyninizin biyolojik mekanizmasına dahil olarak gelir. Bunu harekete geçirmeye dış bir uyaran (gözünüze yaklaşan bir cisim) yeterli olur. Bunun karada yumurtasından çıkan bir kaplumbağa yavrusunun su sesini dış uyaran olarak duyunca otomatik bir şekilde suya ve denize yönelmesinden özünde farkı yoktur.

Ahlaki tiksinmede ise bu kez o davranışın anlamsal karşılığı devreye girer. Ama bu tiksinmenin de bedeninizdeki etkisi diğer tiksinme ile benzerdir veya aynı mekanizmayı tetikler. Ahlaksal 'tiksinme' nasıl olur. O davranışta bir (anlamsal) 'çirkinlik' gördüğünüz de gerçekleşir. Örneğin trafikte size saygı duymayıp kural ihlali yapan aracın sürücüsünün davranışında bu 'çirkinliği' görürsünüz, yaşarsınız. Söylediği sözlerle iyi gibi duran bir politikacının arka planda neler çevirdiğini biliyorsanız onun yüzünde de bu 'çirkinligi' beyniniz sizin için var edecek ve ondan 'tiksinmenizi' sağlayacaktır. Çünkü onun 'gerçek yüzü' nü (eğer yanılmıyorsanız) görüyorsunuzdur. Bilinciniz bu anlamı o kişiye dair oluşturur. Ona bu sureti yükler. Artık o kişi sizin için bu 'çirkin' kişidir. Onda gördüğüz şey sizin için başkadır artık. Bu nedenle maddi olarak (dış) sureti güzel olan da (dış güzellik) anlam (ahlaki) 'çirkinliğini' görmeniz de tam tersine sureti çirkin olan da anlamsal (ahlaki) 'güzelliği' görmeniz ve deneyimlemeniz mümkün ki bunun hayatınızda zaten çok örneği vardır yeter ki yeterli şekilde içinize yönelin, 'kendinizi görün'!! İşte dış güzellik/anlam güzelliği de somuttan soyuta geçen kavramsallığımıza ve anlamsallığımıza örnektir. Dış dünyamızda evren bize somutta güzeli veya çirkini sunmasaydı, beyinlerimiz bu kavramları deneyimlemese hiç bir biçimde bu anlamlar ve kavramlar var olamazdı ve suretlerin ötesindeki biz bu anlamları da hiç bir zaman üretip deneyimleyemez ve ahlaki güzellik ve çirkinliği de suretlerin altında 'göremezdik' veya bunları beyinlerimiz oluşturamazdı. Mevlanın dediği gibi 'güzeli güzel yapan edeptir. Edep ise güzel sevmeye sebeptir.' Tiksindiğiniz bir çirkinliği sevemez nefret edersiniz ondan. Tam tersine suretin altındaki zenginlik ve güzellik mevlanın dediği gibi 'gerçek güzel'i sevmeye sebeptir ve sebep olabilir. Kaldı ki dış suretin kendindeki güzelliğine bakarak seven kişi de kendi zihninde suretin altındaki kendindeki yine buna dair zihninin oluşturduğu, tetiklediği anlamları, bu anlamların (tadının) güzelliğini seviyordur. Kısacası güzel gördüğü suretlere zaten güzel anlamları vererek o sureti seviyordur.

Kısacası şuanda içinde yaşadığınız topluma ve var olduğumuz kozmik zaman ölçeğindeki biçime göre temiz ile pis bir olmaz, iyi ile kötü de. Bunların bünyelerimizdeki etkileri edindiğimiz bilgiye göre (beynimizin geçtiği yetişme (program) sürecine göre) vardır ve bunlar yukarıda açıkladığımız biyolojik mekanizmalarla sizin bünyenizde etki ve sonuçlarını doğuruyorsa (tiksinmek gibi) sonuç olarak bunlar sizin için bir değildir. Bu da bilginin (aktarılan dahi olsa) bize (beynimiz/bilincimiz yolu ile) neler yapabildiğinin ve yapabileceğinin kanıtıdır. Ahlaki bilgi bir kez yeryüzünde hayat bulmaya başladığı anda insanı değiştirip dönüştürmüştür ve derin bir biçimde de biyolojisine nesilden nesile bile işleyecek biçimde bunun var olması mümkündür.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ersin Yıldırım
Medya ve İletişim Öğrencisiyim 25 Mayıs 2023

Ahlak değişmez. Ahlakı uygulama şeklimiz gelişmektedir. İnsan ırkı bilmediğinden korkar. öğrendikçe benimser. benimsedikçe kültür haline getirir. tüm bu süreçte saygı , sadakat ve sevgide gelişir. bunların sonucunda ahlak ortaya çıkar. bazen bir tebessüm bazen bir bardak su. hangi çağda olduğunuz farketmeksizin. insanı mutlu eden ahlaki hareketler çok basit ve nettir. O nedenle ahlak tüm sadeliğiyle üzerine koya koya gelişmişti. Ancak özünde hala gülümsememiz aynıdır.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close