Hatırlarsanız Orta Çağ'da krallar ve soylular halkı sömürürken, adaletin terazisi gayet de onların elindeydi. Mesela İngiliz Magna Carta'sı bile aslında soyluların kendi çıkarlarını korumak için kralı sınırlamasından ibaretti. Halk mı? Onlar sadece seyirciydi.
Daha yakın tarihe gelelim. Büyük şirketler çevreyi kirletir, işçileri sömürür, ama ceza mı alırlar? Yok canım, birkaç bağış yaparlar, birkaç siyasi kampanyayı desteklerler, hop, adalet yine onların yanında. Ya adam milyonlar kazanıyor vergi vermiyor vergi vergi... Sonra da bizim 750 liramıza göz dikiyorlar hahaha. Vallahi ağlanacak durumumuza gülüyorum. Paran varsa, kanunlar esner; yoksa, en ufak hatanda bile bedelini ödersin.
Demek ki adalet mülkün temeli değil, mülk adaletin temelidir. Paranız yoksa, adalet heykelinin gözleri bağlı değil, gayet de sizi görebiliyor...
Ha bir de diğer taraftan bakalım mı?
"Adalet mülkün temelidir" sözündeki "mülk" aslında "devlet" veya "egemenlik" anlamına geliyormuş. Ne büyük bir rahatlama. Şimdi adaletin maddi değerlerle değil, devletin temeliyle ilişkili olduğunu öğrenmiş olduk. Tabii ki tarih boyunca devletler adalet üzerine inşa edilmiş, biz de bunu görmezden gelmişiz.
Mesela Antik Roma'da adalet öylesine temeldi ki gladyatörler arenada halkın eğlencesi için hayatlarını kaybederken devletin ne kadar adil olduğunu izleyebiliyorduk. Orta Çağ'da krallar ve kilise, engizisyon mahkemeleriyle adalet dağıtarak insanların yakılmasını sağlıyorlardı. Ne de olsa adalet, devletin temeli!
Yakın tarihte de örnekler bitmez. Totaliter rejimler halkın üzerindeki baskıyı artırarak adaletin ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. İnsan hakları ihlalleri mi? O da devletin adalet anlayışının bir parçası olmalı 😂
Günümüzde de durum farklı değil. Bazı devletler kendi çıkarları için kanunları eğip bükerek adaletin esnek bir kavram olduğunu gösteriyorlar. Ama şu konuda cidden endişelenmeyin, kimi ülkelerde adliye duvarlarında "Adalet mülkün temelidir" yazısı asılı durdukça, her şey yolunda demektir. Sonuçta sözü duvara asmak yeterli; uygulamaya ne gerek var?
Adalet diye bir şey herhangi bir yerde var olamaz. Çünkü adalet evrime aykırıdır. Doğada hiçbir şey eşit değildir; güçlü olan zayıfı ezer, hayatta kalır ve genlerini aktarır. Aslanlar ceylanları avlarken adalet mi soruyorlar? Ya da ağaçlar güneş ışığı için birbirleriyle yarışırken bir protokol mü imzalıyorlar? Evrimin temelinde rekabet ve üstün gelme vardır, eşitlik yoktur. İnsan toplumları da doğanın bir parçası olduğuna göre, adalet beklemek ya da adeleti var etmeye çalışmak biraz hayalperestlik olmuyor mu? (Sorum size değildir, outro'dur bilginiz olsun.)