Oldukça eski, belki yüzlerce yıldır dillendirilen bir soru bu. Halk hikayeleri tuzun yaraya iyi geldiği konusunda emindir. Erkek berberlerinde hâlâ kan taşı adı verilen tuz kristal blokları bulundurulur.
İşin doğrusu şudur; Türkçede şap adıyla bilinen bir grup asidik tuz açık yaralara uygulandıklarında dolaşımın dışarı kan pompaladığı bölgelerde kanın sıvı içeriğini kandan ayırarak (bkz. Flokulasyon) kan proteinlerinin yoğunluğunun artmasını ve nitekim o kılcal damarda kasılmayı (vazokonstrüksiyon) sağlarlar. Kasılmış bir kılcal damara kan akışı azalacağından dışarı kaybedilen kan hacmi de azalır. Ayrıca çalışmalarda cerrahî ekoller asidik tuz moleküllerinin bazik karakterleri kan proteinleriyle nötrleşme reaksiyonları yaratarak gözle görülmez bir bariyer oluşturduğunu ve açık yara üzerinde tıkaç etkisi gösterdiklerini düşünmekteler.
Yani evet, böyle bir etki görülür. Hatta bu grupta adı sayılabilecek gümüş nitrat çubukları aktif burun kanamaları için kullanılan tamponlarda kullanılır, alüminyum klorürlü malzemeler küçük cerrahî işlemlerde tercih edilir. Bu etki büyük kanamaları tek başına tamponlayabilecek kanama önleyici nitelikte olamaz, fakat destek bir etken olarak günümüzde de kullanılmayı sürdürmektedir.