Alt Yapı-Üst Yapı
İster sosyolojik ister politik ister biyolojik ve vesilesi ile bilimsel alanda olsun, her üst yapı, onu oluşturan ve seyrini belirleyen alt yapıya tabidir. Tıpkı bir bina için temel ve üstüne inşa edilen katları gibi…
Gece ve Gündüz bize tabi olan değil aksine biz canlıların, dünya var olduğu günden bu yana tabi olduğu olgulardır. Dolayısı ile uyanıklık ve uyku zamanı da öyle…
Zira uyku sadece biyolojik bir ihtiyaç değil, özellikle türümüz için zihinsel ve bedensel bakım onarım sürecidir. Bu nedenle de çocukluk döneminden itibaren her ne kadar yaşlılığa yol alırken azalsa da olmazsa olmazlar arasındadır. İlk bebeklikte 12 saati bulur iken çocuklukta 10 saate yakın, ergenlik ve yetişkinlikte 8 saate inen uyku, yaşlılıkta 6 il 4 saate inebilir ve bu tamamen bünyenin gün içindeki harcadığı zihinsel ve bedensel efora teğettir.
Bildiğim kadarı ile uykunun süresi kadar kalitesi de belirleyicidir. Ancak her şeye rağmen çocuk, ergen veya genç yetişkin için sağlıklı ve verimli bir günün seyri için en az 8 saat kaliteli uyku şarttır.
İnsan bünyesi katı disiplin koşullarında bunun daha azı ile belirli bir süreliğine elbette ki yetinebilir fakat bildiğim kadarı ile bu bir süre sonra kümülatif (birikmiş) bir uykusuzluk sendromuna ve vesilesi ile çok daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Dolayısı ile zamandan çalmak olarak ileri sürülerek ikame edilen yeni durum, sağlıksız bedenler ve zihinler nedeni ile geriye kalan zamanın tamamının ziyanına da yol açabilir.
Bu konuda en iyi uyaran bedenin kendisidir ve susamak, acıkmak kadar olağan şekilde uykusamak sorununu da sayısız sensör (erken uyarı sistemi-gerginlik, esneme, odaklanamama vb gibi) ile zaten size, reddedemeyeceğiniz netlikte bildirir. Vücudumuzu( abartmadan) dinlemekte ve onun uyaranlarını ciddiye almakta (hem de her konuda) yarar var derim. Sevgiyle…