Evet, yaklaşık 13 yıldır bekleniyordu. Bunları buradaki yazımızda detaylıca anlatmıştım, oradan okuyabilirsiniz. İlgili kısmı şöyle:
"Koronavirüsler, genetik rekombinasyondan (yeniden birleşmeden) geçmeleriyle bilinen bir virüs grubudur. Bu, yeni genotiplere ve salgınlara neden olabilir. Atnalı yarasalarında SARS-CoV benzeri virüslerin yaygın olarak bulunması, Güney Çin'de egzotik memelilerin tüketilmesi kültürüyle birleştirildiğinde, durumu tik takları duyulan bir bomba haline getirmektedir. Hayvanlardan veya laboratuvarlardan gelen SARS veya diğer yeni virüslerin ortaya çıkması bir olasılıktır ve bu nedenle hazırlık çabaları göz ardı edilmemelidir."
Bu cümleler, 2007 yılında Clinical Microbiology Reviews dergisinde yayınlanan bir makalenin kapanış cümleleri. Makale yazarları Hong Kong Üniversitesi'nden Vincent C. C. Cheng, Susanna K. P. Lau, Patrick C. Y. Woo ve Kwok Yung Yuen.
Dinledik mi? Hayır.
Bundan 1 sene sonra, 2008 yılında Çinli bilim insanları, çok daha yaygın bulunan meyve yarasalarında da SARS-benzeri virüsler buldular.
Bu konudaki tehdide kulak verdik mi? Hayır.
2015 yılındaki bir Nature Medicine makalesi şöyle diyordu:
Bulgularımız, vahşi tipte olup, SHC014 mızrak proteinini kodlayan grup 2b virüslerin insanların solunum yollarındaki ACE2 reseptör ortologlarını kullanarak buralarda çoğalabileceğini ve SARS-CoV'a benzer düzeyde epidemisinden alınan örneklere benzer seviyelere ulaşabileceğini göstermektedir.
Hangimiz bunu duydu? Hiçbirimiz.
2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsleri en yaygın olarak bilinen 8 viral tehdit arasına aldı.
Haberimiz oldu mu? Hayır.
2017 yılında toplum sağlığı uzmanları bir salgına hazır olmadığımız konusunda yıllardır uyarılarda bulunduklarını söylediler.
Önlem aldık mı? Hayır.
Yıllar boyu onlarca simülasyon yayınlandı, sayısız ülke "acil durum hazırlık testleri" yaptı ve durumun vahameti konusunda dünyayı uyardı.
Hepsini değil, herhangi birini dinledik mi? Hayır.
Tam tersine ne yaptık?
Yeni bir salgın Dünya'yı kasıp kavurduğunda, yıllara yayılan tüm bu bilimsel uyarıları alıp, komplo teorilerine çevirdik ve halka pazarladık. "Koronavirüs aslında simüle edilmişti ve bilerek yayıldı", "Bill Gates koronavirüsü daha önceden duyurmuştu çünkü kendileri geliştiriyordu." ve daha nice zırva...
Yıllar yılı yukarıdaki makalelerin 1 tanesinden söz etmemiş insanlar, sosyal medyanın kendilerine sağladığı yersiz platform sayesinde çıkıp, bu makaleleri bilime karşı silaha dönüştürdüler. Bunları, virüsün "biyoterör silahı olarak üretildiği" masallarını anlatmakta kullandılar. Virüsün, bariz bir şekilde evrimin doğal ürünü olduğu ispatlandığında bile buna kulak tıkadılar. Tıpkı bilimin geri kalanına yıllar yılı kulak tıkadıkları gibi. Çünkü hayal gücü, bilimsel gerçeklerden çok daha ilgi çekici geliyor.
Ve bu, bizim suçumuz.