Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi!

Aziz Valentine ile Sevgililer Günü veya Aşk Arasında Ne İlişki Var?

6 dakika
28,360
Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi! The Manual
Tüm Reklamları Kapat

14 Şubat'ta kutlanan Sevgililer Günü (veya kökeni itibariyle Aziz Valentin Günü), her yaştan çiftin, Aziz Valentine adına birbirlerine kart, çiçek, şeker veya daha lüks hediyeler verdiği bir gündür. Fakat bu modern kutlamanın kökeninin bir kurmacadan ibaret olduğunu söyleyebiliriz: Aziz Valentine, sanıldığının aksine, bir "aşk koruyucusu" değildi.

Aslına bakarsanız Sevgililer Günü, üçüncü yüzyılda yaşamış 1 ya da belki 2 Hristiyan kurbanın başının kesilmesini kutlamak için, ayinsel bir şölen olarak ortaya çıktı. Peki, Sevgililer Günü'nde kurban vermekten, hediye vermeye nasıl geçtik?

Aziz Valentine'ın Kökenleri

Antik kaynaklar, 14 Şubat'ta ölen birden fazla "Aziz Valentine" olduğunu ortaya koyuyor. Bunlardan ikisi, Roma İmparatoru Claudius Gothicus'un MS 269-270 yıllarında, Hristiyanlara yönelik zulmün yaygın olduğu bir dönemde, idam edildi.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Bunu nereden biliyoruz? Çünkü, Belçikalı bir keşiş tarikatı, bilinen dünyanın dört bir yanındaki el yazması arşivlerinden azizlerin yaşamlarına dair kanıt toplamak için tam üç yüzyıllarını harcadı. 1643'ten başlayarak, 68 adet folyodan oluşan devasa Acta Sanctorum (Tür: "Azizlerin Hayatları") ciltlerini yayınlamaya başlayan bu tarikata, bir Cizvit bilgini olan Jean Bolland'dan ötürü Bollandistler deniyor.[2]

O zamandan beri, ardı ardına gelen keşiş kuşakları, 1940'ta son cilt yayınlanana kadar çalışmaya devam ettiler. Kardeşler, ayin takvimindeki her aziz hakkında her türlü bilgiyi aradılar ve azizlerin bayram günlerine göre düzenlenmiş metinleri bastılar.[3]

Valentine Kurbanları

14 Şubat'ı kapsayan cilt, 3. yüzyılda yaşamış bir avuç "Valentini"nin hikâyelerini içeriyor. Bu cilt, aynı zamanda, bilinen ilk üçünün ölümüne dair bilgiler de veriyor.

Bilinen en ilk Valentinus'un 24 askerle birlikte Afrika'da öldüğü söyleniyor. Ne yazık ki, Bollandistler bile onun hakkında daha fazla bilgi bulamadılar. Keşişlerin bildiği gibi, bazen azizlerin geride bıraktıkları tek şey, bir isim ve ölüm günüydü.

Tüm Reklamları Kapat

Aziz Valentine bir sara hastasını kutsuyor.
Aziz Valentine bir sara hastasını kutsuyor.
Wikimedia Commons

Diğer iki Valentine hakkında biraz daha fazla şey biliyoruz.

Tarihi değeri hakkında Bollandist eleştirilerin eşlik ettiği Acta'da yeniden basılan geç bir ortaçağ efsanesine göre, Valentinus adında bir Romalı rahip, İmparator Gothicus döneminde tutuklandı ve Asterius adlı bir aristokratın gözetimine verildi.

Hikâyenin devamına göre Asterius, vaizin konuşmasına izin vermekle hata yapmıştı: Peder Valentinus, İsa Mesih'in putperestleri karanlığın gölgesinden kurtarıp gerçeğin ve kurtuluşun ışığına götürmesinden söz edip durdu. Asterius, Valentinus ile bir pazarlık yaptı: Eğer Valentinus bir Hristiyan olarak Asterius'un kör olan üvey kızını iyileştirebilseydi, dinini değiştirecekti. Valentinus, ellerini kızın gözlerinin üzerine koydu ve zikretti:

Rab İsa Mesih, hizmetçini aydınlat, çünkü sen Tanrı ve Gerçek Işıksın.

İşte bu kadar basit! Ortaçağ efsanesine göre çocuk, artık görebiliyordu! Asterius ve tüm ailesi vaftiz edildi. Ne yazık ki İmparator Gothicus, haberi duyunca, hepsinin idam edilmesini emretti. Fakat bir tek Valentinus idam edildi. Dindar bir dul, Valentinus'un cesediyle birlikte şehirden kaçtı ve onu Roma'dan, günümüzün Rimini'sine kadar uzanan antik yol olan Via Flaminia'daki şehit olduğu yere gömdü.[4] Daha sonra, azizin kalıntılarının üzerine bir şapel inşa edildi.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Aziz Valentine, Romantik Biri Değildi!

Hakkında kayıt olan üçüncü Valentinus ise, İtalya'nın Umbria eyaletindeki bir Terni piskoposuydu.

Bu Valentinus hakkındaki efsaneler de bir önceki Valentinus'un hikayesi kadar şaibeli. Bu hikayeye göre, Terni piskoposu da potansiyel olarak dinden dönme konusunu tartışarak ve ardından oğlunu iyileştirerek, kendisinden önceki Valentinus ile benzer bir duruma düştü. Hikâyenin geri kalanı da oldukça benzer: O da İmparator Gothicus'un emriyle idam edildi ve bedeni Via Flaminia'ya gömüldü.[5]

Bollandistlerin de söylediği gibi, aslında muhtemelen kafası kesilmiş iki tane Valentine yoktu; daha ziyade, tek bir aziz efsanesinin, iki farklı versiyonu, hem Roma'da hem de Terni'de ortaya çıkmıştı.

Aziz Valentine diz çöküyor.
Aziz Valentine diz çöküyor.
Wikimedia Commons

Yine de, Afrikalı, Romalı ya da Umbrialı Valentine'lerin hiçbiri romantik değildi. Hatta, modern medyada tekrarlanan Orta Çağ efsanelerine göre Aziz Valentine, Hristiyan evlilik ritüelleri gerçekleştirmesini ve Gothicus tarafından hapsedilen Hristiyan aşıkların mesajlaşmasını sağlayan bir karakterdi.[6] Benzer şekilde, başka hikâyeler, onun iyileştirdiği iddia edilen kör kızla romantik bir ilişkisi olduğunu anlatıyordu. Fakat Bollandistlerin işaret ettiği gibi, bu Orta Çağ hikâyelerinin hiçbirinin üçüncü yüzyıl tarihinde bir temeli yoktu.

Aziz Valentine, Aziz Lucilla'yı vaftiz ediyor.
Aziz Valentine, Aziz Lucilla'yı vaftiz ediyor.
Wikimedia Commons

Hoş, tarihsel doğruluk, Orta Çağ Hıristiyanları için pek bir şey ifade etmiyordu. Onların umursadığı tek şey mucizeler, şehitlik hikâyeleri ve azizin fiziksel kalıntılarıydı. Söylemeye gerek yok; Orta Çağ Avrupa'sındaki birçok farklı kilise ve manastır, hazinelerinde Aziz Valentinus'un kafatası parçalarının bulunduğunu iddia etti. Örneğin Roma Cosmedin'deki Santa Maria, Valentinus'a ait olduğunu iddia ettiği eksiksiz bir kafatasını hâlâ sergiliyor:

Cosmedin, Aziz Mary Bazilikası'ndaki Ternili Aziz Valentine'ın kalıntıları.
Cosmedin, Aziz Mary Bazilikası'ndaki Ternili Aziz Valentine'ın kalıntıları.
Wikimedia

Bollandistlere göre, Avrupa'daki diğer kiliseler de Aziz Valentinus'un vücut parçalarına sahip olduklarını iddia ediyor: Örneğin, Madrid'deki San Anton Kilisesi, Dublin'deki Whitefriar Sokak Kilisesi, Prag'daki Aziz Peter ve Paul Kilisesi, Chelmno'daki Aziz Mary'nin Assumption Katedrali, bunların yanı sıra Malta, Birmingham, Glasgow ve Yunanistan'ın Midilli Adası’ndaki kiliseler...

Tüm Reklamları Kapat

İnananlar için şehitlerin kalıntıları, azizlerin dindar Hristiyan toplulukları arasındaki görünmez varlıklarını sürdürmeleri anlamına geliyordu. Örneğin 11. yüzyılda Brittany'de bir piskopos, yangınları durdurmak, salgın hastalıkları önlemek ve şeytani ele geçirme (İng: "demonic possession") dahil her türlü hastalığı iyileştirmek için Valentine’ın başı olduğu iddia edilen şeyi kullandı.

Ancak bildiğimiz kadarıyla, azizin kemikleri aşıklara özel hiçbir şey yapmadı.

Pek Gerçekçi Olmayan Pagan Kökenleri

Pek çok bilim insanı, kitaplarda, makalelerde ve blog yazılarında Valentine ve ona atfedilen bu özel günü incelemiştir.[7], [8], [9] Bazıları bu günün, Şubat ortasındaki eski bir Roma kutlaması olan Lupercalia'nın Hristiyan versiyonu olduğunu öne sürmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Lupercalia, keçilerin ve köpeklerin kurban edilmesini içeren kırsal ve eril bir kültün ritüeli olarak ortaya çıktı ve daha sonra kentsel bir karnavala dönüştü. Şenlikler sırasında, yarı çıplak genç adamlar, yeni öldürülmüş keçilerin derilerinden kesilmiş kayışlarla Roma sokaklarında koşuyordu.[10] Hamile kadınlar, bunun sağlıklı bir bebek için şans getireceğini düşünüyordu. Ancak iddiaya göre MS 496'da Papa Gelasius, bu "kabadayı festivalini" kınadı.

Yine de, Papa'nın Lupercalia'yı, şehit Aziz Valentine kültü veya başka herhangi bir Hristiyan kutlaması ile kasten değiştirdiğine dair hiçbir kanıt yok.

Chaucer ve Aşk Kuşları

Aziz Valentine ve aşk arasındaki muhtemel ilk bağlantı, ölümünden yaklaşık 1000 yıl sonra, Canterbury Masalları adlı eserin yazarı Geoffrey Chaucer'ın Aziz Valentine'ın Şubat festivalini "kuşların çiftleşme mevsimi" olarak yazmasıydı. Kuşlar Meclisi adlı kitabında şu satırları yazmıştı:

Çünkü bu, her kuşun eşini seçmeye geldiği Aziz Valentine Günü'ydü.

Görünüşe göre Chaucer'ın zamanında İngiliz kuşları Şubat ayında yumurta üretmek için çiftleşmişler. Kısa süre sonra, doğaya duyarlı Avrupa soyluları kuş çiftleşme mevsiminde aşk notları göndermeye başladı. Örneğin, birkaç yılını Londra Kulesi'nde tutsak olarak geçiren Fransız Orléans Dükü, Şubat 1415'te karısına "zaten aşktan bıktığını" (bununla, "aşk hastalığı"nı kast ediyordu) yazdı ve ona "çok nazik Valentine'ım" dedi.[11]

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

Ağaçlar
“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.

Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.

Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. […] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”

Resimli Başyapıtlar: Aurélia

Gérard de Nerval

Resimleyen: Ali Çetinkaya

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Resimli Başyapıtlar: Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Resimleyen: Nicolai Troshinsky

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler’in zarif ve yalın üslubuna bu kez Nicolai Troshinsky’nin büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.

Resimli Başyapıtlar: Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm’e.

Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati’nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.

“Kafka’nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları –ya da olmayan sonları– açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor.”

Albert Camus

“[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü… bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor.”

Milan Kundera

Gizemli Bir Maske

Fernando Pessoa

Geç git, kuş, geç git, bana da geçip gitmeyi öğret!

Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemini kendine özgü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden Fernando Pessoa başyapıtı sayılan Huzursuzluğun Kitabı’nda şöyle yazar: “Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.” Bu benzersiz günlük, Bernardo Soares imzalıdır. Şiirle yaşamış, yarattığı onlarca kimlik, karakter aracılığıyla modern şiire ve yazına mührünü, hayattayken yayımladığı tek Portekizce şiir kitabı ve üç İngilizce kitabın yanında koca bir bavul elyazmasıyla bırakmıştır Pessoa.

Martín López-Vega’nın hazırladığı bu seçki, Pessoa’nın baş aktörleri olarak nitelenen, kendisinin de öyle kurguladığı Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Álvaro de Campos’un şiirlerinden bir seçmeyi Adolfo Serra’nın illüstrasyonlarıyla bir araya getiriyor.

Bugün, yapıtıyla ördüğü bulmaca hâlâ bütünüyle gün ışığına çıkmamışken, dünyanın başka coğrafyalarında başka “yaşayan karakter”lere kendine özgü bir bilgelikle dokunarak sözünü sürdürüyor Pessoa.

Dünyada ileri gitmek için ne kadar çok şey ödünç aldım!

Ne kadar ödünç şeyi sanki benimmiş gibi kullandım!

Ben kendim de, yazık ki, bana ödünç verilen şeylerden başka bir şey değilim.

Resimli Başyapıtlar: Kara Kedi

Edgar Allan Poe

“Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek.”

Edgar Allan Poe’nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, düş ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe’nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati’nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşetli ürperişi okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe’nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.

“Edgar Allan Poe’nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım.”

Alfred Hitchcock

“Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikâyeleri neredeydi?”

Arthur Conan Doyle

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılan ise otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Resimli Başyapıtlar: Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle tamahkarlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranç oyuncusu bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Akif Kaynar’ın karakterlerin iç dünyasını yansıtan, öykünün önemli noktalarını canlandıran resimleri de Zweig’ın bu ölümsüz klasiğini bambaşka bir boyuta taşıyor.

Devamını Göster
₺1,400.00
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

İngilizler, Şubat ayında çiftleşme fikrini benimsedi. Shakespeare'in aşık Ophelia’sı, kendisinden "Hamlet'in Valentine"ı (yani "Hamlet'in sevgilisi") olarak bahsetti.[12]

Sonraki yüzyıllarda İngiliz kadın ve erkekleri, sevdiklerine şiirler yazmak için 14 Şubat'ı bir bahane olarak kullanmaya başladılar. Sanayileşme, kitlesel olarak üretilen resimli kartlarla süslenmiş şiir ile bunu daha kolay hale getirdi. Ardından Cadbury, Hershey ve diğer çikolata üreticileri, Sevgililer Günü'ne özel çikolatalar ürettiler.

Sevgililer Günü çikolataları.
Sevgililer Günü çikolataları.
Shutterstock

Bugün İngiltere ve ABD'nin her yerindeki dükkanlar, pencerelerini her yıl "Aşk Günü"nü ilan eden kalpler ve pankartlarla süslüyor. Dükkan sahipleri raflarında "Be My Valentine" diye yalvaran şekerler, mücevherler ve Aşk Tanrısı ile ilgili biblolar stokluyor.[13]

Görünmez Valentine'lar

Görünüşe göre aşk bayramının ardındaki antik aziz, aşkın kendisi kadar anlaşılmaz. Yine de, beşinci yüzyılın büyük ilahiyatçısı ve filozofu Aziz Augustine'in Görünmez Şeylere İnanç konulu incelemesinde söylediği gibi, bir şeyleri sevmemiz için onların illâ burnumuzun dibinde olması gerekmez.

Ve tıpkı aşkın kendisi gibi, Aziz Valentine ve onun aşkın koruyucu azizi unvanı, doğrulanabilir tarihin değil, inancın meseleleridir.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
42
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 15
  • Merak Uyandırıcı! 9
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 8
  • İnanılmaz 4
  • Muhteşem! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Güldürdü 1
  • Umut Verici! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
  • Üzücü! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/06/2025 02:25:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11476

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
L. Bitel, et al. Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi!. (13 Şubat 2022). Alındığı Tarih: 7 Haziran 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11476
Bitel, L., Yağız, C. Y., Acar, A. B. (2022, February 13). Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi!. Evrim Ağacı. Retrieved June 07, 2025. from https://evrimagaci.org/s/11476
L. Bitel, et al. “Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi!.” Edited by Arsel Berkat Acar. Translated by Can Yunus Yağız, Evrim Ağacı, 13 Feb. 2022, https://evrimagaci.org/s/11476.
Bitel, Lisa. Yağız, Can Yunus. Acar, Arsel Berkat. “Sevgililer Günü Rahibinin "Gerçek" Yüzü: Aziz Valentine, Aşkın Koruyucusu Değildi!.” Edited by Arsel Berkat Acar. Translated by Can Yunus Yağız. Evrim Ağacı, February 13, 2022. https://evrimagaci.org/s/11476.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close