Pandemi İçinde Devlet Röportajı (Prof. Dr. Jürgen Habermas)
- Konular: COVID-19 Salgını, Sosyoloji, Devlet
- Cevaplayan: Bu röportaj Eric Rose ve düşünür Jürgen Habermas arasında, 20.05.2020 tarihinde Frankfurt'ta gerçekleşmiştir. Jürgen Habermas şu anda yaşayan son büyük felsefecilerden biri olarak görülmektedir. 1956'da Adorno’nun asistanı olmuştur. 31 yaşında felsefe ve sosyoloji profesörü oldu. 1964 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde felsefe ve sosyoloji profesörü olarak görev yaptı. 1971-1981 yıllarında Starnberg'deki, bilim-teknik dünyasının yaşam koşullarını araştıran Max Planck Enstitüsü'nün müdürlüğünü yaptı. 1981'de Berkeley Üniversitesi'nde konuk profesör olarak bulundu. 1982 yılında Frankfurt Üniversitesi'ne profesör olarak geri döndü. 1994 yılında buradan emekli oldu ve Northwestern Üniversitesi'nde konuk profesör olarak seminerler verdi. Jürgen Habermas, kendi en büyük başarısı olarak iletişimsel eylem ya da iletişimsel rasyonalizm kuramı ve kavramını görür. Bu, akılcı gelenekten akılcılığı kişilerarası dilbilimsel iletişim yapıları içine yerleştirmesiyle ayrılır, kozmosun ya da bilme öznelinin yapılarına yerleştirmez. Bu sosyal kuram, kapsayıcı bir evrensel ahlaki çerçeve oluştururken, insan özgürleşmesi amaçlarına ilerler. Son olarak Habermas, 2019 yılında Auch eine Geschichte der Philosophie adlı bir felsefe kitabı yazarak, felsefeci Hans Georg Gadamer ile olan "bilgi" ve "yorumlama" üzerine tartışmalarını netleştirmiş ve modern görüşlerini ortaya koymuştur.
- Not: Lütfen bu röportajda sorulara yanıt veren kişilerin kendi yorumlarından sorumlu olduklarını, aradan geçen zamanla bazı düşüncelerini değiştirebileceklerini ve bizim her yazılanla %100 hemfikir olmayabileceğimizi aklınızda bulundurunuz.
Eric R: Bay Profesör Habermas, şu anda yaşamakta olduğumuz mevcut durumu, nasıl yorumlarsınız?
Prof. Habermas: Şu ana kadar kriz içerisindeki devletlere baktığımda görüyorum ki, , strateji ve ilkelerini "Her insanın yaşamını kurtarmalıyız." ve "Ekonomik sapmaları önemsemeliyiz." arasında bir konumda yer alan kararsız politikacılara bırakıyorlar. Devletler, ''tüm popülasyonumuz hızlı bir şekilde bağışıklık kazanmalıdır'' düşüncesi içerisinde, salgın için serbest bir alan yaratarak, sağlık sisteminin öngörülebilir çöküşünü ve dolayısıyla nispeten daha yüksek ölüm olanlarının ortaya çıkma riskini de göze alıyorlar.
Tüm bireylere kişisel izolasyon ve temizlik eğitimi verildi. Çünkü bireylere kişisel izolasyonu öğretmenin önemi, bunalmış sağlık sistemleri göz önünde bulunduğunda önemli bir parametredir. Hatta bu yalnızca sağlık sistemi için değil, tamamen öngörülemeyen ekonomik ve sosyal sonuçlarla ilgilidir. Bu bakımdan virüsün dışında, şu anda virüsün doğurduğu durumun belirsizliğini tahmin edebilecek hiçbir uzman yoktur.
İktisadi ve sosyal bilim uzmanları oldukça dikkatli olmalı. Ama bu durum hakkında söylenebilir tek bir bilgimiz var: ''Cehaletimiz ve topyekûn bir belirsizlik altında hareket etme güdümüz üzerine, daha önce bu şu andaki bilgimizin ölçüsünde bir bilgimiz olmamıştı.'' Bu belirsizlik, yalnızca salgın tehlikesinin üzerine olmayıp, aynı zamanda tamamen öngörülemeyen ekonomik ve sosyal davranışların gözlemlenmesi ile ilgilidir.
Eric R.: Pandemi Krizindeki içinde bulunan bir devletin yapısını nasıl analiz edersiniz?
Prof. Habermas: Artık elle tutulur bir devlet korkusu kalmamış, tersine bir bağlılık artışı yaşanmaya başlanmıştır. Bu, tüm batı toplumları için geçerlidir. Sadece devletin, bireysel haklara tecavüzü değil, klasik liberal argümanlara karşı da bir karşı tutum şu anda gözlemlenmiyor. Ancak yinede devlet kendi koruma mekanizmasını işletmeye ve var olan birkaç küçük sesi sonlandırmaya devam ediyor. Devletin temel savunması mekanizması, devlet olgusu ve onun kararlarına karşıt olan seslere karşı bir susturma biçimi geliştirmektir Devlete karşı gelen aslında devlete değil, "sağlıklı olma" arzusuna karşıdır görünümü verilmektedir. Bunların hepsi şu anda bizi çevreleyen besleyici düşünce ürünleridir. Son 40 yılda başkın ekonomi-politika ilişkisi Neoliberal olmuştur. Ancak devletin kendi taraflı varolma dürtüsü tüm konuların üstünde devam etmektedir.
Eric R: Bay Pröfesör, yeni kitaplarınızda, bilginin gelişim süreçlerini, tüm yaklaşım ve durakları içerisinde, [orada] var olan bir ön bilgi içerisinde görüyor gibisiniz. Ancak bu tutarlılık, eleştirmeye açık değil midir?
Prof Habermas: Geleneksel felsefenin tarihi, tek bir yazarın üstlenemeyeceği bir çaba gerektirir. Öğrenmenin süreçlerini, bilim tarihiymiş gibi arama iddiası çok sıradışı bir bakış açısı ortaya koymaktadır. Bu bir yandan Platonist inancı ve görüşü içeren bir "temel bilginin" varlığı inancını, öte yandan "Aynı olgulara farklı bakış açılarıyla bakılmalıdır." düşüncesini bir arada ortaya koyar.
Ayrıca tarihsel felsefe içerisinde bir ilerlemeden bahsetmekten çok uzaktayım. Kim süreklilik yaratan problem çözümlerini bir kılavuz olarak seçerse, bu felsefe tarihini,teoloji içerisinde değerlendirdiği anlamına gelmez. Çünkü "Her bakıştan bakmalısın." amacını barındırdığını söyleyebileceğimiz bir Telos [Alm.: "Endziels"] yoktur. Bu yüzden tarih süreci içerisinde geçici bilginin [Platon’un söylemiyle Doxa’nın] yol gösteriminde bakılır ve bu nedenle tarihsel sorunlar kendini tekrar eder durur.
Bir düşünür olarak inanç ve bilgi kavramlarından neler öğrenebileceğimizle ilgileniyorum. Kant ve Hegel arasındaki ahlak ve davranış arasındaki ilişki sorunu bu nedenle büyük yer kaplamaktadır; çünkü bu sorun, Hristiyan aşk ahlakının evrenselci çekirdeğinin eş zamanlı olarak laikleştirilmesi ve radikalleştirilmesinden ortaya çıkmıştır. Dini geleneğin merkezi içeriğini kavramsal olarak yorumlama süreci benim kendimi bulduğum bakış açısıdır. Böylece bireylerin adil muamele gördüğü fikriyle başlayan bir metafizik benimsenebilir.
Eric R.: İçerisinde bulunduğumuz süreçte Antik filozofların düşüncelerine güvenebilir miyiz? Onların, bizim düşünce hayatlarımız üzerinde hala bir etkisi olabilir mi?
Prof Habermas: Ben felsefe tarihinin, diğer olası yorumların yanında yeni bir yorumu olsa bile, düşünme üzerine belirli bir bakışla, bir öğrenme süreci olarak anlaşılabileceği anlayışını takip ediyorum. Hiçbir yazar, belirli bir perspektiften kaçınamaz. Ve elbette bu her zaman teorik inançların bir kısmının baştan yadsınması demektir. Ancak bu sadece bir Fallibilist [Alm.: "die Fallibilismus"] bilincin ifadesidir. Hiçbir zaman asla savlarını yeniden ilişkilendirmeyi amaçlamaz. Ben geçmiş bağlarıyla bağlı bir felsefenin etkisini hissediyorum.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 3
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:58:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8809
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.