Tanrı sözcüğünü, Einstein gibi, kişi-dışı anlamda doğa yasaları için kullanıyorum; dolayısıyla Tanrı'nın zihnini bilmek benim için doğa yasalarını bilmektir. Öngörüm Tanrı'nın zihnini bu yüzyılın sonunda bileceğimiz yönünde.
Umuyorum ki ilerleyen süreçte, ben artık hayatta olmasam bile, güçlü insanlar yaratıcılık, cesaret ve liderlik gösterebilir. Bu insanların sürdürülebilir gelişme hedeflerinin üstesinden gelmesine izin verin ve kişisel değil, daha ziyade ortak çıkarlar temelinde hareket edin. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunun fazlasıyla farkındayım. Anı yakalayın. Ve hareket etmek için daha fazla beklemeyin.
Bizler erken evrendeki kuantum dalgalanmalarının ürünüyüz. Dolayısıyla Tanrı, hiç kuşku yok ki, zar atıyor.
Benim gibi, doğa yasalarının değişmez olduğunu kabul ettiğiniz takdirde şu soru kaçınılmaz olarak arkasından gelecektir: O halde Tanrı için geriye kalan rol nedir?
Yaşamın olduğu yerde, umut da vardır.
Hiç kimsenin inancına saldırmak gibi bir niyetim yok; fakat bana göre bilim, ilahi bir yaratıcıdan daha gerçekçi ve ikna edici bir açıklama sunuyor.
Dolayısıyla Tanrı bile bu noktada Belirsizlik İlkesine bağlı görünür ve bir parçacığın konumunu ve hızını aynı anda bilemez. Tüm kanıtlar Tanrı'nın olası her durumda zar atan müzmin bir kumarbaz olduğunu gösteriyor.