Başka bir kozmolojik ebediyet modelineyse “Salınan Evren” denir; bu model ilk kez 1920’lerde Rus matematikçi Alexander Friedmann tarafından ileri sürülmüştür. Bu modele göre, evrenimiz, yani 14 milyar yıl kadar önce Büyük Patlama’yla başlayan evren, daha önceki bir evrenin çöküşüyle doğmuştur. Tıpkı daha önceki evren gibi bizim evrenimizin genişlemesi de nihayetinde duracak, evrenimiz kendi içine çökecektir. Ama böyle olduğunda, sonuç her şeyin ortadan kalktığı bir Büyük Çöküş olmayacaktır. Onun yerine, bu sert çöküşten, Büyük Tepme denilen bir adımla, yeni bir evren doğacaktır. Ve bu böylece ad infinitum devam edecektir. Bu modelde, zaman, sonu gelmez bir yıkım ve yeniden doğuş döngüsü halini alır; tıpkı Hindu kozmolojisinde Tanrı Şiva’nın dansı gibi.
Düşünün ki hiçbir şey yok. O zaman hiç kanun da olmazdı; çünkü ne de olsa kanunlar bir şeydir. Kanunlar olmasaydı, her şeye izin olurdu. Her şeye izin olursa, hiçbir şey yasak olmazdı. Yani hiçbir şey olmasaydı, hiçbir şey yasak olmazdı. Dolayısıyla hiçbir şey kendi kendisini yasaklar. Dolayısıyla bir şey olması gerekir. Quad erad demonstratum.