Bu âna kadar gördüğümüz örneklere bakılırsa hakkı kuvvetin doğurduğu anlaşılıyor, kuvvetli olan haklı oluyor. O derece ki zavallılara, zayıflara, hakkı en kuvvetli olan kimse o dağıtıyor. Kuvvetlinin fikri hak oluyor. Zayıf olan, kuvvetlinin fikrini hak olarak kabul etmek zorunda bulundukça hürriyet, adalet kurulmuş olamaz.
Gökyüzünde oluşan büyük olaylarla bu dünyanın ufak tefek işleri arasında bir bağlantı aramak pek gülünç ve tuhaf bir haldir. İnsanların çoğu evrenin büyüklüğüne oranla kendi küçüklüklerini, adeta hiçliklerini görebilecek kadar görüş açıklığına ve kesinliğine sahip olmaktan çok uzaktır.
İnsanlar her felakete cehaletleri sebebiyle uğramışlar ve hala da uğramaktadırlar. İnsanlık daha çocukluk devresinde akıl erdiremediği durumlarda daima batıl inançlara düşmüş, işte bundan dolayı gelişme yolunda gecikmiştir. Her gün gözümüzün önünde durup da çoğumuzun ona dair olan bilgisi pek az olan, bir şey varsa o da gökyüzüdür.
Kimsede iyiliğe, barışa itimat kalmadığı için ümitsizlik, karamsarlık moda olmuştu.