Dininiz günlük hayatınızdır. Tapınağınız da yüreğinizin içidir. Eğer din yalnızca törenler ve dualardan ibaretse, o zaman gerçek anlamını yitirmiştir. Çünkü ibadet, sabahleyin gözlerinizi açtığınızda başlar ve geceleyin uykuya daldığınızda sona erer; düşünceleriniz, davranışlarınız ve sevgileriniz ibadetin birer parçasıdır.
Ne gariptir ki toplum olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız.