Evet, bir fark yaratacağını düşünüyorum. Umarım bu [Nobel Ödülü], bu şeylerin [yapay zeka] gerçekten ne dediklerini anladıklarını söylediğimde daha inandırıcı olmamı sağlar. Chomsky'den gelen bir dilbilim ekolü var ki, bu şeylerin anladığını söylemenin tamamen saçma olduğunu, dil işlemenin bizimle aynı şekilde yapılmadığını düşünüyor. Bu ekolün yanlış olduğunu düşünüyorum. Artık yapay sinir ağlarının, Chomsky Dilbilim Ekolü'nün ürettiği her şeyden çok daha iyi dil işlediği açık. Ancak bu konuda, özellikle dilbilimciler arasında hâlâ büyük bir tartışma var.
Kendini tam olarak hangi alanda olduğunu bilmeyen, ancak beynin nasıl çalıştığını anlamak isteyen biri olarak tanımlarım. Beynin nasıl çalıştığını anlamaya yönelik çabalarımda, beklenmedik derecede iyi çalışan bir teknoloji yaratmaya yardımcı oldum.
Bence bu durum [yapay zeka], iklim değişikliğinden oldukça farklı. İklim değişikliğinde, ne yapılması gerektiğini herkes biliyor. Karbon yakmayı bırakmamız gerekiyor. Bu sadece bunu yapma siyasi iradesine sahip olmak ve büyük şirketlerin kârlarından vazgeçmek istememesi meselesi. Ama ne yapılması gerektiği belli. Burada ise ne olacağını ve bununla nasıl başa çıkılacağını çok daha az biliyoruz. Keşke, şunu yaparsanız her şey yoluna girer, diyebileceğim basit bir reçetem olsaydı, ama yok. Özellikle bu şeylerin kontrolden çıkıp hâkimiyeti ele geçirme tehdidi konusunda, tarihin bir dönüm noktasında olduğumuzu düşünüyorum. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu tehditle başa çıkmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Şu anda insanların bu konuyla ilgili, kontrolü nasıl elde tutacağımız konusuna odaklanmaları çok önemli. Bu konuda çok fazla araştırma çabası harcamalıyız. Hükümetlerin yapabileceği bir şey, büyük şirketleri kaynaklarının çok daha fazlasını güvenlik araştırmalarına harcamaya zorlamaktır.